9 Kasım 2017 Perşembe

ŞİRK

ŞİRK

Şirk, açık ve gizli olmak üzere iki çeşittir:

Şirk kısaca ortak koşmak anlamındadır. Açık tanımı; bir put yapıp ya da herhangi bir yıldıza veya herhangi bir şeye tapınmak, ona ibadet etmek anlamında. Gizli tanımı ise; Allah’ı bir bilmelerine rağmen, hatta ona ibadet etmelerine rağmen, içinde bulundukları durum, dünyaya yönelmiş halleri, nefslerinin afetleri doğrultusunda hareket etmeleri insanları gizli şirkte bırakıyor.
                                            
45/CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) çekti. Bu durumda Allah'tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?            

Peygamber Efendimiz (S.A.V.) bir hadisinde buyuruyor ki:

BENİM ÜMMETİM İÇİN AÇIK ŞİRK BİTMİŞTİR. ÜMMETİMİ MAHFEDECEK OLAN GİZLİ ŞİRKTİR.

Sahâbeden Şeddâd bin Evs -radıyallâhu anh- bir gün ağladı. Kendisine:
“‒Seni ağlatan nedir?” diye sordular. Şöyle buyurdu:
“‒Rasûlullah r Efendimiz’den işittiğim bir hadis beni ağlattı. Efendimiz -sallallâhu aleyhi ve sellem-’in bir gün: «Ümmetim hakkında en çok korktuğum şey, Allah’a şirk koşmaları ve gizli şehvettir» buyurduğunu işittim ve:

‒Yâ Rasûlallâh! Ümmetin Sen’den sonra şirke düşecek mi? diye sordum:
‒Evet! Ama onlar Güneş’e, Ay’a, taşa ve puta tapmayacaklar. Ancak amellerinde gösteriş yapacaklar. Gizli şehvete gelince, onlardan biri oruçlu olarak sabahlayacak, karşısına nefsânî arzularından biri çıkınca onun peşine takılarak orucunu terkedecek. buyurdular.” (Heysemî, III, 201. Krş. İbn-i Mâce, Zühd, 21; Hâkim, IV, 366/7940; Ebû Nuaym, Hilye, I, 268)


İster açık şirk olsun, ister gizli şirk olsun, şirkte olan bir insanın mu’min olması mümkün değildir:

39/ZUMER-65: Ve lekad ûhıye ileyke ve ilellezîne min kablik(kablike), le in eşrekte le yahbetanne ameluke ve le tekûnenne minel hâsirîn(hâsirîne).
Ve andolsun ki, sana ve senden öncekilere: "Gerçekten eğer sen şirk koşarsan (Allah'a ulaşmayı dilemezsen), amellerin mutlaka heba olur. Ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun." diye vahyolundu.

Eğer şirk koşarsan, hüsranda olursun ve amellerin boşa gider. Şirkin ortaya çıkarttığı gerçek bir defa hüsranda olmak. Ne demek hüsranda olmak? Şirkte olan kişi mü’min olamaz. En’âm Suresinin 12 ve 20. ayet-i kerimeleri, hüsranda olanların kesinlikle mü’min olmadıklarını söylüyor:

6/EN'ÂM-12: Kul li men mâ fîs semâvâti vel ard(ardı), kul lillâh(lillâhi), ketebe alâ nefsihir rahmeh(rahmete), le yecmeannekum ilâ yevmil kıyâmeti lâ reybe fîh(fîhi), ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).
De ki : “Semalarda ve yeryüzünde olan şeyler kimin?” “Hepsi Allah'ındır!” de. Allahû Tealâ, kendi üzerine rahmeti yazdı. Hakkında şüphe olmayan kıyâmet gününde, sizleri mutlaka toplayacak. O kimseler ki; nefslerini hüsrana düşürdüler, onlar mü'min değildirler.

6/EN'ÂM-20: Ellezîne âteynâhumul kitâbe ya’rifûnehu kemâ ya’rifûne ebnâehum ellezîne hasirû enfusehum fe hum lâ yu’minûn(yu’minûne).
Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, onu kendi oğullarını tanır gibi tanırlar. Artık mü'min olmayanlar, nefslerini hüsrana düşürdüler.

                                                   
Şirk, en büyük günahtır:

4/NİSÂ-48: İnnallâhe lâ yagfiru en yuşreke bihî ve yagfiru mâ dûne zâlike li men yeşâu ve men yuşrik billâhi fe kadifterâ ismen azîmâ(azîmen).
Muhakkak ki Allah, O'na şirk koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışındaki şeyleri dilediği kimse için bağışlar. Ve kim Allah'a şirk koşarsa, o taktirde büyük bir günah işleyerek iftira etmiştir.

4/NİSÂ-116: İnnallâhe lâ yagfiru en yuşreke bihî ve yagfiru mâdûne zâlike li men yeşâu ve men yuşrik billâhi fe kad dalle dalâlen baîdâ(baîdan).
Muhakkak ki Allah, kendisine şirk koşulmasını affetmez. Bunun dışındaki şeyleri ise, dilediği kimse için mağfiret eder. Ve kim Allah'a şirk koşarsa, o taktirde o, uzak bir dalâletle sapmıştır.

31/LOKMÂN-13: Ve iz kâle lukmânu libnihî ve huve yaızuhu yâ buneyye lâ tuşrik billâh(billâhi), inneş şirke le zulmun azîm(azîmun).

Ve Lokman, oğluna vaazederek (öğüt vererek) şöyle demişti: "Ey yavrum, Allah'a şirk koşma! Muhakkak ki şirk, azîm (çok büyük) bir zulümdür."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.