Hâbil - Kâbil Kıssası
Rivayete
göre, Hz. Âdem ile Hz. Havvâ’nın yirmi
defa biri kız biri erkek olmak üzere ikiz çocukları dünyaya geldi. Allahû Tealâ, insanoğlunun neslinin devamı için Hz. Âdem’e, evlatlarını birbiriyle nikâhlamasını ilham
etti. Bu ilahî emre göre, erkek çocuklar ikiz olarak beraber doğdukları
kız kardeşlerinin dışındaki kız kardeşlerden biri ile evlendiler. Hz. Âdem ile Hz.
Havvâ’nın ilk çocukları Kâbil ve ikiz kızkardeşi ve ikinci çocukları ise Hâbil
ve ikiz kızkardeşidir. Kur’an-ı Kerim’de şu şekilde anlatılmaktadır;
5/MÂİDE-27: Vetlu aleyhim nebeebney âdeme bil hakkı iz karrabâ
kurbânen fe tukubbile min ehadihimâ ve lem yutekabbel minel âhar(âhari) kâle le
aktulenneke, kâle innemâ yetekabbelullâhu minel muttekîn(muttekîne).
Ve onlara Adem’in iki oğlunun haberini (kıssasını,
aralarında geçen olayı) hakkıyla oku, Allah’a yaklaştıracak kurban sunmuşlardı,
(Kurban) ikisinin birinden kabul edilir ve diğerinden ise kabul edilmez.
(Kurbanı kabul edilmeyen) “Seni mutlaka öldüreceğim” dedi. O da, “Allah sadece
takvâ sahiplerinden kabul eder.” dedi.
Allahû Tealâ
bu âyette Kabil'in Habil'i öldürmeden evvelki durumu anlatıyor. Kabil ve Habil,
ikisi de, kurban sunuyorlar Allahû Tealâ'ya ama sadece Habil'in kurbanı kabul
ediliyor, Kabil'inki kabul edilmiyor. Fena halde içerleyen Kabil “Seni
öldüreceğim.” deyince Habil de “Allah sadece takva sahiplerinden kurban kabul
eder.” diyor. Takva sahibi olmak kurban konusunda son derece önemli olan bir
farzdır. Allahû Tealâ ancak takva sahiplerinin kurbanını kabul eder.
5/MÂİDE-28: Lein besadte ileyye yedeke li taktulenî mâ ene bi bâsitın
yediye ileyke li aktuleke, innî ehâfullâhe rabbel âlemîn(âlemîne).
“Gerçekten, eğer sen, beni öldürmek için elini bana
uzatırsan, ben seni öldürmek için elimi sana uzatacak değilim. Muhakkak ki ben,
âlemlerin Rabb’i olan Allah’tan korkarım.”
5/MÂİDE-29: İnnî urîdu en tebûe bi ismî ve ismike fe tekûne min
ashâbin nâr(nâri), ve zâlike cezâûz zâlimîn(zâlimîne).
“Gerçekten ben, benim günahım ile kendi günahını
yüklenmeni, böylece ateş halkından olmanı dilerim. Ve zâlimlerin cezası, işte
budur.”
5/MÂİDE-30: Fe tavveat lehu nefsuhu katle ahîhi fe katelehu fe asbaha
minel hâsirîn (hâsirîne).
Bunun üzerine nefsi, onu, kardeşini öldürmeye kandırdı (kolay ve zevkli gösterdi). Böylece onu öldürdü, sonra hüsrana uğrayanlardan oldu.
Bunun üzerine nefsi, onu, kardeşini öldürmeye kandırdı (kolay ve zevkli gösterdi). Böylece onu öldürdü, sonra hüsrana uğrayanlardan oldu.
5/MÂİDE-31: Fe beasallâhu gurâben yebhasu fîl ardı li yuriyehu keyfe
yuvârî sev’ete ahîhi kâle yâ veyletâ e aceztu en ekûne misle hâzel gurâbi fe
uvâriye sev’ete ahî, fe asbaha minen nâdimîn (nâdimîne).
Sonra, Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini
göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana, bu karga
gibi olup böylece kardeşimin cesedini gömmekten aciz mi oldum?” dedi. Sonra da
pişman olanlardan oldu.