ZİKİR II
ü Cehri, hafi ve kalp zikri olmak
üzere zikir üç şekilde yapılır.
1- Allahû
Tealâ cehri (her kesin duyabileceği şekilde) zikredilir.
2/BAKARA-200: Fe izâ kadaytum
menâsikekum fezkurûllâhe ke zikrikum âbâekum ev eşedde zikrâ(zikren), fe minen
nâsi men yekûlu rabbenâ âtinâ fîd dunyâ ve mâ lehu fîl ahirati min
halâk(halâkın).
Böylece
(hacca ait) ibadetlerinizi (ve kuralları) tamamladığınız zaman, artık
atalarınızı zikrettiğiniz gibi, hatta daha kuvvetli bir zikirle
Allah'ızikredin. Fakat insanlardan kim: “Rabbimiz bize dünyada ver.” derse,
ahirette onun bir nasibi yoktur.
8/ENFÂL-45: Yâ eyyuhellezîne âmenû
izâ lekîtum fieten fesbutû vezkurullâhe kesîren leallekum tuflihûn(tuflihûne).
Ey
âmenû olanlar! Bir toplulukla karşılaştığınız zaman artık sebat edin ve Allah'ı
çok zikredin ki; böylece felâha eresiniz.
2- Allahû Tealâ hafi (sessizce) zikredilir.
7/A'RÂF-205: Vezkur rabbeke fî
nefsike tedarruan ve hîfeten ve dûnel cehri minel kavli bil guduvvi vel âsâli
ve lâ tekun minel gâfilîn(gâfilîne).
Ve
sabah ve akşam vakitlerinde Rabbini kendi kendine, korkarak ve yalvararak,
sözün sesli olmayanı ile zikret. Ve gâfillerden olma.
3- Allahû Tealâ kalpten (kalp atışıyla) zikredilir.
18/KEHF-28: Vasbır nefseke
meallezîne yed'ûne rabbehum bil gadâti vel aşiyyi yurîdûne vechehu ve lâ ta'du
aynâke anhum, turîdu zînetel hayâtid dunyâ ve lâ tutı' men agfelnâ kalbehu an
zikrinâ vettebea hevâhu ve kâne emruhu furutâ(furutan).
Sabah
akşam, O'nun Vechi'ni (Zat'ını) isteyerek Rabbine dua edenlerle beraber nefsini
sabırlı tut. Dünya hayatının ziynetini dileyerek gözünü onlardan çevirme!
Kalbini zikrimizden gâfil kıldığımız ve hevasına (heveslerine) tâbî olan
kimselere isteyerek, işinde haddi aşmış olanlara itaat etme!
Kur’ân okumaya da, namaz
kılmaya da ve diğer ibadetlere de içlerinde Allah ismi geçtiğinden zikir denir.
Allah’ın adını tekrar ederek yapılan zikir
en büyüktür. Ankebût Suresinin 45. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ’yı zikretmenin en
büyük ibadet olduğu belirtiliyor:
29/ANKEBÛT-45: Utlu mâ ûhıye
ileyke minel kitâbi ve ekımıs salât(salâte), innes salâte tenhâ anil fahşâi vel
munker(munkeri), ve le zikrullâhi ekber(ekberu), vallâhu ya’lemu mâ
tasneûn(tasneûne).
Kitaptan
sana vahyedilen şeyi oku ve salâtı ikâme et (namazı kıl). Muhakkak ki salât
(namaz), fuhuştan ve münkerden nehyeder (men eder). Ve Allah'ı zikretmek
mutlaka en büyüktür. Ve Allah, yaptığınız şeyleri bilir.
ü
Allahû
Tealâ’yı
zikretmek Kur’ân-ı Kerim okumaktan ayrı bir ibadettir:
96/ALAK-1: Ikra’bismi
rabbikellezî halak(halaka).
Yaratan Rabbinin İsmi ile oku.
54/KAMER-17: Ve
lekad yessernel kur’âne lîz zikri fe hel min muddekir(muddekirin).
Ve andolsun ki Biz, Kur'ân'ı, zikir
için kolaylaştırdık. Buna rağmen tezekkür eden (ibret alan) var mı?
ü
Allahû
Tealâ’yı
zikretmek namaz kılmaktan ayrı bir ibadettir:
5/MÂİDE-91: İnnemâ yurîduş şeytânu
en yûkia beynekumul adâvete vel bagdâe fîl hamri vel meysiri ve yasuddekum an
zikrillâhi ve anis salâh(salâti), fe hel entum muntehûn(muntehûne).
Oysa
ki şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı
zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Siz artık (bunlara) son
verdiniz mi?
4/NİSÂ-103: Fe izâ kadaytumus
salâte fezkurûllâhe kıyâmen ve kuûden ve alâ cunûbikum, fe izatma’nentum fe
ekîmus salât(salâte), innes salâte kânet alel mu’minîne kitâben
mevkûtâ(mevkûten).
Böylece
namazı bitirdiğiniz zaman, artık ayaktayken, otururken ve yan üstü iken
(yatarken), (devamlı) Allah'ı zikredin! Daha sonra güvenliğe kavuştuğunuz
zaman, namazı erkânıyla kılın. Muhakkak ki namaz, mü'minlerin üzerine,
"vakitleri belirlenmiş bir farz" olmuştur.
ü Namaz Allah’ı
zikretmek için bir vasıtadır.
20/TÂHÂ-14:İnnenî enallâhu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî
ve ekımis salâte li zikrî.
Muhakkak ki Ben, Ben Allah'ım. Benden
başka İlâh yoktur. Öyleyse Bana kul ol ve Beni zikretmek için namazı
ikame et!
ü
Allahû
Tealâ’yı
zikretmek zekâttan ayrı bir ibadettir:
24/NÛR-37: Ricâlun lâ tulhîhim
ticâratun ve lâ bey’un an zikrillâhi ve ikâmis salâti ve îtâiz zekâti yehâfûne
yevmen tetekallebu fîhil kulûbu vel ebsâr(ebsâru).
Ticaretin
ve alışverişin, onları Allah'ın zikrinden, namazı ikame etmekten ve zekâtı
vermekten alıkoymadığı adamlar ki (onlar), kalplerin ve gözlerin (dehşetten)
döneceği günden korkarlar.
ü
Allahû
Tealâ’yı
zikretmek oruçtan ayrı bir ibadettir:
33/AHZÂB-35: İnnel muslimîne vel
muslimâti vel mu’minîne vel mu’minâti vel kânitîne vel kânitâti ves sâdikîne
ves sâdikâti ves sâbirîne ves sâbirâti vel hâşiîne vel hâşiâti vel
mutesaddikîne vel mutesaddikâti ves sâimîne ves sâimâti vel hâfızîne furûcehum
vel hâfızâti vez zâkirînallâhe kesîren vez zâkirâti eaddallâhu lehum magfireten
ve ecren azîmâ(azîmen).
Gerçekten
İslâm olan (Allah'a teslim olan) erkekler ve İslâm olan kadınlar ve mü'min
erkekler ve mü'min kadınlar, kanitin olan erkekler ve kanitin olan kadınlar,
sadık erkekler ve sadık kadınlar, sabreden erkekler ve sabreden kadınlar,
(Rabbine) huşû duyan erkekler ve huşû duyan kadınlar, sadaka veren erkekler ve
sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler ve oruç tutan kadınlar, ırzlarını
koruyan erkekler ve ırzlarını koruyan kadınlar ve Allah'ı çok zikreden erkekler
ve (çok) zikreden kadınlar! Allah, onlar için mağfiret ve azîm bir ecir
(mükâfat) hazırladı.
ü Kurban ancak Allahû Tealâ’yı zikrederek kesilirse geçerli olur:
22/HACC-34: Ve li kulli ummetin
cealnâ menseken li yezkurûsmallâhi alâ mâ razakahum min behîmetil
en’âm(en’âmi), fe ilâhukum ilâhun vâhıdun fe lehû eslimû ve beşşiril
muhbitîn(muhbitîne).
Ve
Biz, bütün ümmetler için (kurban konusunda aynı) usulleri tayin ettik ki
onlara, (Allah'ın) rızık olarak verdiği (kurbanlık) hayvanlar üzerine Allah'ın
İsmi'ni zikretsinler (Allah'ın İsmi ile kurbanları kessinler). O halde, sizin
İlâhınız Tek Bir İlâh'tır. Öyleyse O'na teslim olun! Ve muhbitleri müjdele.