İncil’de 7 Safha 4 Teslim VII etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
İncil’de 7 Safha 4 Teslim VII etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

31 Ekim 2017 Salı

İncil’de 7 Safha 4 Teslim VII

İncil’de 7 Safha 4 Teslim VII

7. safha: İradeyi Allah’a teslim etmek (4.teslim):

Matta 5: 8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı‘yı görecekler.
Matta 5: 9 Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.
İşte kim iradesini Allah'a teslim ederse o kişiye Allah, mutlaka Zat’ını gösterir. Onlar ruyetullah olanlardır. Allah'ın Zat’ını görenlerdir. İşte Matta 8’de: “Ne mutlu yüreği temiz olanlara çünkü onlar, Allah’ı görecekler.”
Allah’ı görecek seviyede yüreği temiz olanlar salâh makamının 5. kademesine çıkan, iradelerini de Allah'a teslim edenlerdir.
Luka 6:27, 28, 29’da da Allahû Tealâ şöyle söylüyor:
Luka 6: 27-28-29 Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin.
Burada Hz. İsa’nın emrindekilere verdiği nasihat söz konusu. Düşmanları sevebilmek, nefret edenlere iyilik yapabilmek, lânet edenlere iyilik dilemek, hakaret edenler için Allah'a onların affı için dua etmek bu, ancak iradesini Allah'a teslim eden birisi için mümkündür. Buradaki (Matta 5:8’deki ifade) kesin olarak iradeyi Allah'a teslim etmenin delilini vermiş. Bu delil Allah'ın kalp gözüyle görülmesidir. “Ne mutlu yüreği temiz olanlara.” Yani kalbini temizledikten sonra 19 kademede müzeyyen kılanlara. ‘Yüreği temizden’ Allahû Tealâ’nın muradı bu. “Onlar Allah’ı görecekler.” diyor. Salâh makamının irşad kademesine ulaşanlar, iradelerini Allah'a teslim edenler mutlaka Allah'ın Zat’ını görenlerdir.

Matta 22: 39 ilkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.


Havariler, iradelerini Allah'a teslim etmişler:

Yuhanna 5: 30 Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. işittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır.
Elçilerin işleri 14: 15 Efendiler, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?" diye bağırdılar."Biz de sizin gibi insanız, aynı yaradılışa sahibiz. Size müjde getiriyoruz. Sizi bu boş şeylerden vazgeçmeye, göğü, yeri, denizi ve bunların içindekilerin hepsini yaratmış olan, yaşayan Tanrı'ya dönmeye çağırıyoruz.
Elçilerin işleri 26: 20 Önce şam ve Kudüs halkını, sonra bütün Yahudiye bölgesini ve diğer ulusları, tövbe edip Tanrı'ya dönmeye ve bu tövbeye yaraşır işler yapmaya çağırdım.
Romalılar 1: 5 Her ulustan insanların iman edip söz dinlemesini sağlamak için Mesih'in aracılığıyla ve O'nun adı uğruna Tanrı'nın lütfuna ve elçilik görevine sahip olduk.
Romalılar 1: 15 Bu nedenle Müjde'yi, elimden geldiğince Roma'da bulunan sizlere de bildirmeye hazırım.
Romalılar 11: 5 Aynı şekilde, şimdiki zamanda da Tanrı'nın lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk vardır.

Görülüyor ki Allahû Tealâ 3 kitapta da (Kur’ân’da da ondan evvelki İncil’de de ondan da daha evvelki Tevrat’ta da) 7 safhanın 7’sini de insanların üzerine farz kılmıştır. 

Öyleyse bir sonuca ulaşıyoruz: Dînler yoktur! Dîn vardır. İşte bu 3 dînden de evvel olan Hz. İbrâhîm’in hanif dînidir. Bu sebeple Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e: “Sen hanifsin. Hanif olarak vechini dîne doğrult." diyor. "İnsanları Allah hanif fıtratıyla yaratır. Dîni de hanif dînidir. Bu dîn ezelî ve ebedîdir. Allah'ın ne dîni yaratmasında değişiklik görebilirsin, ne de insanları hanif fıtratının dışında yaratması mümkündür. Hem dîn kıyâmete kadar hanif dîni olarak kalacaktır hem de bütün insanlar kıyâmete kadar hanif fıtratıyla yaratılacaktır.” Yani hanif fıtratı demek; Allah'a ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslim edilebilmesini sağlayan fıtrat (yaratılış) demek. Allah'a ulaşmayı dilemekle başlayan ve ruhu, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah'a teslim etmekle noktalanan bir güzellikler demeti. 


Allah razı olsun.


18 Temmuz 2016 Pazartesi

İncil’de 7 Safha 4 Teslim VII

                         İncil’de 7 Safha 4 Teslim

7. safha: İradeyi Allah’a teslim etmek (4.teslim):

Matta 5: 8 Ne mutlu yüreği temiz olanlara! Çünkü onlar Tanrı‘yı görecekler.
Matta 5: 9 Ne mutlu barışı sağlayanlara! Çünkü onlara Tanrı oğulları denecek.
İşte kim iradesini Allah'a teslim ederse o kişiye Allah, mutlaka Zat’ını gösterir. Onlar ruyetullah olanlardır. Allah'ın Zat’ını görenlerdir. İşte Matta 8’de: “Ne mutlu yüreği temiz olanlara çünkü onlar, Allah’ı görecekler.”
Allah’ı görecek seviyede yüreği temiz olanlar salâh makamının 5. kademesine çıkan, iradelerini de Allah'a teslim edenlerdir.
Luka 6:27, 28, 29’da da Allahû Tealâ şöyle söylüyor:
Luka 6: 27-28-29 Ama beni dinleyen sizlere şunu söylüyorum: Düşmanlarınızı sevin, sizden nefret edenlere iyilik yapın, size lanet edenler için iyilik dileyin, size hakaret edenler için dua edin. Bir yanağınıza vurana öbür yanağınızı da çevirin. Abanızı alandan mintanınızı da esirgemeyin.
Burada Hz. İsa’nın emrindekilere verdiği nasihat söz konusu. Düşmanları sevebilmek, nefret edenlere iyilik yapabilmek, lânet edenlere iyilik dilemek, hakaret edenler için Allah'a onların affı için dua etmek bu, ancak iradesini Allah'a teslim eden birisi için mümkündür. Buradaki (Matta 5:8’deki ifade) kesin olarak iradeyi Allah'a teslim etmenin delilini vermiş. Bu delil Allah'ın kalp gözüyle görülmesidir. “Ne mutlu yüreği temiz olanlara.” Yani kalbini temizledikten sonra 19 kademede müzeyyen kılanlara. ‘Yüreği temizden’ Allahû Tealâ’nın muradı bu. “Onlar Allah’ı görecekler.” diyor. Salâh makamının irşad kademesine ulaşanlar, iradelerini Allah'a teslim edenler mutlaka Allah'ın Zat’ını görenlerdir.

Matta 22: 39 ilkine benzeyen ikinci buyruk da şudur: 'Komşunu kendin gibi seveceksin.


Havariler, iradelerini Allah'a teslim etmişler:

Yuhanna 5: 30 Ben kendiliğimden hiçbir şey yapamam. işittiğim gibi yargılarım ve benim yargım adildir. Çünkü amacım kendi istediğimi değil, beni gönderenin istediğini yapmaktır.
Elçilerin işleri 14: 15 Efendiler, neden böyle şeyler yapıyorsunuz?" diye bağırdılar."Biz de sizin gibi insanız, aynı yaradılışa sahibiz. Size müjde getiriyoruz. Sizi bu boş şeylerden vazgeçmeye, göğü, yeri, denizi ve bunların içindekilerin hepsini yaratmış olan, yaşayan Tanrı'ya dönmeye çağırıyoruz.
Elçilerin işleri 26: 20 Önce şam ve Kudüs halkını, sonra bütün Yahudiye bölgesini ve diğer ulusları, tövbe edip Tanrı'ya dönmeye ve bu tövbeye yaraşır işler yapmaya çağırdım.
Romalılar 1: 5 Her ulustan insanların iman edip söz dinlemesini sağlamak için Mesih'in aracılığıyla ve O'nun adı uğruna Tanrı'nın lütfuna ve elçilik görevine sahip olduk.
Romalılar 1: 15 Bu nedenle Müjde'yi, elimden geldiğince Roma'da bulunan sizlere de bildirmeye hazırım.
Romalılar 11: 5 Aynı şekilde, şimdiki zamanda da Tanrı'nın lütfuyla seçilmiş küçük bir topluluk vardır.

Görülüyor ki Allahû Tealâ 3 kitapta da (Kur’ân’da da ondan evvelki İncil’de de ondan da daha evvelki Tevrat’ta da) 7 safhanın 7’sini de insanların üzerine farz kılmıştır. 

Öyleyse bir sonuca ulaşıyoruz: Dînler yoktur! Dîn vardır. İşte bu 3 dînden de evvel olan Hz. İbrâhîm’in hanif dînidir. Bu sebeple Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e: “Sen hanifsin. Hanif olarak vechini dîne doğrult." diyor. "İnsanları Allah hanif fıtratıyla yaratır. Dîni de hanif dînidir. Bu dîn ezelî ve ebedîdir. Allah'ın ne dîni yaratmasında değişiklik görebilirsin, ne de insanları hanif fıtratının dışında yaratması mümkündür. Hem dîn kıyâmete kadar hanif dîni olarak kalacaktır hem de bütün insanlar kıyâmete kadar hanif fıtratıyla yaratılacaktır.” Yani hanif fıtratı demek; Allah'a ruhun, vechin, nefsin ve iradenin teslim edilebilmesini sağlayan fıtrat (yaratılış) demek. Allah'a ulaşmayı dilemekle başlayan ve ruhu, fizik vücudu, nefsi ve iradeyi Allah'a teslim etmekle noktalanan bir güzellikler demeti. 


Allah razı olsun.