Hz. Nuh (A.S) VI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hz. Nuh (A.S) VI etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Temmuz 2016 Salı

Hz. Nuh (A.S) VI

                                                   Hz. Nuh (A.S)


Kesintisiz yağan şiddetli yağmurlar sonucunda yükselen sel suları ortalığı kaplıyordu. Nuh’un gemisi tüm yolcularını aldıktan sonra dağlar gibi dalgaların arasında kaldı ve diğer bütün canlılar boğularak yok oldular. 

Nuh (A.S)’ın oğullarından biri küfürde inat ederek, Allah’a ve babasının peygamberliğine iman etmemişti. Tufanın başlangıcı esnasında Nuh (A.S) baba şefkatiyle onu da gemiye çağırdı. Kâfirlerden ayrılır ve böylece boğulmaktan kurtulur ümidiyle ısrarla gemiye davet etti ama oğlu inadından vazgeçmedi ve boğuldu. Kur’an-ı Kerim baba oğul arasında geçen ibret dolu bu hadiseyi şöyle anlatır;

11/HÛD-42: Ve hiye tecrî bihim fî mevcin kel cibâli ve nâdâ nûhunibnehu ve kâne fî ma'zilin yâ buneyyerkeb meanâ ve lâ tekun meal kâfirîn(kâfirîne). 
Ve o (gemi) onlarla, dağ gibi dalgalar içinde yüzüyordu. Ve Nuh, ayrı bir yerde duran oğluna seslendi: “Ey oğulcuğum, bizimle beraber bin ve kâfirlerle beraber olma!”

11/HÛD-43: Kâle seâvî ilâ cebelin ya'sımunî minel mâ'(mâi) kâle lâ âsımel yevme min emrillâhi illâ men rahim(rahime), ve hâle beynehumal mevcu fe kâne minel mugrakîn(mugrakîne). 
(Nuh (A.S)’ın oğlu şöyle) dedi: “Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım.” Nuh (A.S): “Bugün Allah’ın emrinden koruyan bir koruyucu yoktur. (Allah’ın) rahmet ettiği kimseler hariç.” dedi. Ve ikisinin arasına dalga(lar) girdi ve böylece boğulanlardan oldu.

Hz. Nuh, boğulan oğlunu kurtarması için Allahû Teâlâ’ya yalvardı ama Allahû Teâlâ onu uyardı;

11/HÛD-45: Ve nâdâ nûhun rabbehu fe kâle rabbi innebnî min ehlî ve inne va'dekel hakku ve ente ahkemul hâkimîn(hâkimîne).
Ve Nuh (A.S) Rabbine seslendi. “Sonra (şöyle)dedi: “Rabbim! Muhakkak ki oğlum benim ailemdendir. Ve muhakkak ki Senin vaadin haktır ve Sen, hüküm verenlerin en iyi hüküm verenisin.”

11/HÛD-46: Kâle yâ nûhu innehu leyse min ehlik(ehlike), innehu amelun gayru salih(salihin), fe lâ tes'elni mâ leyse leke bihî ilm(ilmun), innî eızuke en tekûne minel câhilîn(câhilîne).
(Allahû Tealâ) şöyle buyurdu: “Ey Nuh! Muhakkak ki o, senin ailenden değildir. Muhakkak ki onun yaptığı salih olmayan bir ameldir. Öyleyse senin hakkında bir ilmin (bilgin) olmayan şeyi, Benden isteme. Muhakkak ki Ben, cahillerden olursun diye sana öğüt veriyorum.”

11/HÛD-47: Kâle rabbi innî eûzu bike en es'eleke mâ leyse lî bihî ilm(ilmun), ve illâ tagfirlî ve terhamnî ekun minel hâsirîn(hâsirîne).

(Nuh A.S): “Rabbim, muhakkak ki ben, onun hakkında benim bir ilmim (bilgim) olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve Senin, beni mağfiret etmen ve Senin, bana rahmet etmen olmazsa ben, hüsrana uğrayanlardan olurum.” Dedi.