CEHENNEM
Kıyamet günü cehennemliklere kimse yardım
edemeyecektir;
4/NİSÂ-123: Leyse bi emâniyyikum ve lâ
emâniyyi ehlil kitâb(kitâbi), men ya’mel sûen yucze bihî, ve lâ yecid lehu min
dûnillâhi veliyyen ve lâ nasîrâ(nasîran).
Sizin emaniyenizle
ve kitap ehlinin emaniyesi ile değil, kim kötülük yaparsa (sadece) onunla
cezalandırılır. Ve kendisi için Allah'tan başka bir velî ve bir yardımcı
bulamaz.
10/YÛNUS-108:Kul
yâ eyyuhen nâsu kad câekumul hakku min rabbikum, fe men ihtedâ fe innemâ
yehtedî li nefsih(nefsihi), ve men dalle fe innemâ yadıllu aleyhâ, ve mâ ene
aleykum bi vekîl(vekîlin).
De ki: “Ey insanlar,
Rabbinizden size hak gelmiştir! Kim hidayete erdiyse, muhakkak ki kendi nefsi
için hidayete erer. Ve kim dalâlette olduysa (kaldıysa) ancak kendi aleyhine
(sorumluluğu kendi üzerinde) dalâlette olur. Ve ben, sizin üzerinize vekil
değilim.”
82/İNFİTÂR-19: Yevme lâ temliku nefsun li nefsin
şey’â(şey’en), vel emru yevmeizin lillâh(lillâhi).
O gün bir nefs, diğer bir nefs için
bir şeye (güç yetirmeye) malik değildir. Ve izin günü emir Allah'ındır.
2/BAKARA-119: İnnâ erselnâke bil hakkı beşîren ve
nezîren, ve lâ tus’elu an ashâbil cahîm(cahîmi).
Muhakkak ki Biz seni, hak ile
müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Ve ashabı cehîmden (cehennemliklerden)
sanasorulmaz (sen cehenneme gideceklerden sorumlu tutulmazsın ).
39/ZUMER-19: E fe men hakka aleyhi
kelimetul azâb(azâbi), e fe ente tunkızu men fîn nâr(nâri).
Öyleyse bir kimse, üzerine azap
sözünü hakettiği taktirde sen, ateşte olanı kurtarabilir misin?
3/ÂLİ
İMRÂN-128: Leyse leke minel
emri şey’un ev yetûbe aleyhim ev yuazzibehum fe innehum zâlimûn(zâlimûne).
Senin için bir emir
(yapacağın bir şey) yoktur. (Allah), ya onların tövbesini kabul eder veya
onlara azap eder. Oysa onlar, gerçekten zalimlerdir.
39/ZUMER-24
E fe men yettekî bi vechihî sûel azâbi yevmel kıyâme(kıyâmeti), ve kıyle
liz zâlimîne zûkû mâ kuntum teksibûn(teksibûne).
O halde kıyâmet günü, onun
vechini (fizik vücudunu) kötü azaptan kim koruyabilir? Ve zalimlere: "Kazanmış olduğunuz şeyi (günahlarınızın
cezasını) tadın!" denir.
Kıyâmet günü Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in
cehennemliklere yardım edemeyeceği ile ilgili hadîs-i şerifler;
Suçlular kıyâmet günü yardım isteyecekler, onlara
sözüm; “Burada yetkim yoktur, sizi dünya da iken yeterince uyarmadık mı?”
olacak.
(S.buh.
8.cilt 1282 hadis)
26/ŞUARÂ-214: Ve enzir aşîretekel
akrebîn(akrebîne).
Ve en yakının olan aşiretini uyar.
Bu âyet-i
kerime indirildiğinde Peygamber Efendimiz (S.A.V) ailesinin bütün fertlerini,
akraba ve yakın komşularını Ebû Kubeys tepesinde topluyor ve buyuruyor ki:
"Ey Kâ'b b.
Mürre oğulları! Nefsinizi Allah'tan satın almaya bakın; zira ben,
âhirette sizin adınıza bir şey yapamam!
Ey
Abdimenâf oğulları! Nefsinizi Allah'tan satın almaya bakın; zira
âhirette sizin adınıza bir şey yapmak elimden gelmez!
Ey
Abdülmuttalip oğulları! Nefsinizi Allah'tan satın almaya bakın; zira
âhirette sizin adınıza da birşey yapamam!
Ey Muhammed'ın
kızı Fatıma! Sen de
nefsini Allah'tan satın almaya bak; zira âhirette senin adına da bir şey yapamam."
Peygamber Efendimiz (S.A.V), Fatıma annemizi birgün sabah namazına kaldırırken şöyle
uyarmıştır:
“Kızım Fatıma! Babanın Peygamber olduguna
güvenme! Ben seni kurtaramam. Ahirette üzerinize gelecek azabı uzaklaştıramam, buna
selahiyetim yoktur.”
(Teberani, Fatima Zehra‘dan
rivayet etmistir. Yenabiul Mevedde, s.85,
İbnul Abidin, c. 1. s.897.)
Akaide göre
mü’min kişiler günahları kadar cehennemde cezalarını çektikten sonra cennete
alınırlar. Oysa ki, Kur'ân-ı Kerim'de 53 âyet-i kerimede "Cehenneme
girenler cehennem de ebediyyen kalırlar." hükmü vardır.