Kâinatın Yaratılışı
Büyük
patlama bir nötrino (enerji) hareketidir. Ve nötrinolar hiçbir âleme ait
olmadığı için kâinatın içinde bütün âlemlerde sonsuz hızla hareket etmek
imkânının sahibidir. Allahû Tealâ’nın katından, kâinatın her noktasını
oluşturmak üzere nötrinolar ve karşıt nötrinolar, aynı anda (bir saniyeden daha
kısa bir sürede) hangi gezegeni vücuda getireceklerse, hangi güneş sisteminde
bir parça olarak yer alacaklarsa, o noktaya bir saniyeden daha kısa bir zaman
parçası içinde ulaşırlar. Enerjinin hızı, hiçbir âleme ait olmadığı için sonsuz
hızdır.
34/SEBE-2: Ya’lemu mâ
yelicu fîl ardı ve mâ yahrucu minhâ ve mâ yenzilu mines semâi ve mâ yarucu
fîhâ, ve huver rahîmul gafûr(gafûru).
(O, Allah) yere gireni ve ondan çıkanı, semadan ineni ve
oraya yükseleni bilir. Ve O; Rahîm’dir (rahmet nuru gönderendir), Gafûr’dur
(mağfiret eden, günahları sevaba çeviren).
Bütün
enerji partikülleri bir titreşim gösterirler. Bu onların devamlı dönmelerinden
kaynaklanan bir olgudur. Devamlı bir hareket (vibrasyon), devamlı bir döngü,
nötrinoların temel işaretidir. Bütün nötrinolar hareket halindedir. Kâinatta
hiçbir zerre yoktur ki, hareket halinde olmasın. Bu zerreler kâinatın esasını
teşkil eder. Elektronlar, karşıt elektronlar zahirî âlemin temel yapı
taşlarıdır. Nötrinoların şekil değiştirmişidir. Sonsuz hızla hareket eden
enerji partiküllerinin maddeye dönüşmüş halidir. Nötrinolar ve karşıt nötrinolar,
elektronları ve karşıt elektronları vücuda getirirler. Bu şekilde, kâinatın
büyümeye devam ettiğini görüyoruz. Allahû Tealâ, bir itiş enerjisiyle bu kâinatın
devamlı büyümesine medar olur. Bu tespiti ile Prof. Dr. Hubble nobel ödülünü
kazanmıştır.
Zaman,
Allahû Tealâ tarafından, büyük patlamanın vücuda getirilmesiyle başladı. Bir
noktadan uzaklaşan, harekete geçen nötrinoların hareketi sebebiyle, zamanın
harekete geçmesi sonucu, zaman başladı. Bulunduğu noktadan geleceğe doğru harekete
geçen bir zaman söz konusudur. Allahû Tealâ gezegenleri ilk oluşturduğu andan
itibaren, onlara bir itiş enerjisi veriyor. Bu enerji, her gezegen ve onların
oluşturduğu güneş sistemlerinin, diğer güneş sistemlerinden ayrılmasını temin
eden bir itiş enerjisidir (kinetik
enerji). Bu nedenle bütün gezegenler birbirlerinden ayrılmaktadırlar ve kâinat
da büyümektedir. Kâinat bu uzaklaşma ve büyüme halinde olduğu için de
zaman devam etmektedir.
Enerji partikülleri, enerji olarak
kalsalardı bu âlem oluşmazdı. Allahû Tealâ, enerji partiküllerini, bir nötrino
ve bir karşıt nötrinodan oluşan sonsuz sayıdaki çiftlerle sonsuz sayıdaki
elektron ve karşıt elektronlara döndürdü. Her bir çift nötrinonun (bir sağ, bir
de sol spinli bir çift nötrinonun) 3 ve 4 numaralı kürelerini ayıran Allahû
Tealâ, eş değiştirdi ve elektronları oluşturdu. Ve böylece doğrusal olan
momentum, açısal momentuma dönüştü. Böylece şunu görüyoruz ki, kâinatın her
zerresine nötrinolar ulaştı. Nötrinolar orada elektronları oluşturdu.
Rabbimiz
her şeyi çift yaratmıştır. Bu çift yaratılmanın, nötrinonun aslında mevcut
olduğu gibi, cennet ve cehennemler için de geçerli olduğunu görülmektedir. Biz insanların cenneti ve cehennemi vardır; cinlerin de cenneti ve cehennemi vardır. Onun için Allahû Tealâ,
çift cennetlerden çift cehennemlerden bahsetmektedir. Cinler için ve insanlar
için ayrı ayrı cehennemler ve cennetler yaratılmıştır.
55/RAHMÂN-17: Rabbul
meşrikayni ve rabbul magribeyn(magribeyni).
O, iki doğunun ve iki batının (insanlara göre
doğu ve batının ve de cinlere göre doğu ve batının) Rabbidir.