Hz. Şuayb (A.S) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hz. Şuayb (A.S) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Temmuz 2016 Cumartesi

Hz. Şuayb (A.S)

                             Hz. Şuayb (A.S)

            Hz. Şuayb, mensubu olduğu Medyenliler ve komşuları Eykeliler’e peygamber olarak gönderilmiştir. Davet faaliyetinde gösterdiği nezaketi ve tesirli konuşması sebebiyle peygamberlerin hatibi unvanıyla övülmüştür. Önceleri Hz. İbrahim’in dininde olan Medyen ve Eyke halkı, zamanla dini tahrif etmişler, giderek bütünüyle batıl inançlara sapmışlardı. Tevhid inancını terk etmişler, kendilerine uydurma ilahlar edinerek Allah’a ortak koşmaksızın inanmaz olmuşlardı. Ticari faaliyetlerde hilesiz iş yapmıyorlardı. Ancak bütün bunlara rağmen Müslüman olduklarına inanıyorlar, batıl inançlarını savunarak bunlarla övünüyorlardı.

            Hz. Şuayb, diğer peygamberler gibi, uydurmuş oldukları sahte ilahları terk edip, tek olan Yüce Allah’a kulluk etmeye çağırdı. Ölçü ve tartıda dürüst olmaya çağırdı. Söyledikleri gibi gerçek Müslüman iseler, yeryüzünde fitne ve fesat çıkarmayı bırakmalarını ve iman etmelerini aksi takdirde büyük bir azaba çarptırılacaklarını söyledi. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulmaktadır;

7/A'RÂF-85: Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ kâle yâ kavmi’budûllâhe mâ lekum min ilâhin gayruhu kad câetkum beyyinetun min rabbikum fe evfûl keyle vel mîzâne ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ tufsidû fîl ardı ba’de ıslahıhâ zâlikum hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne).
Kardeşleri Şuayb; Medyen (kavmine)'e şöyle dedi: “Ey kavmim Allah'a kul olun! O'ndan başka sizin ilâhınız yoktur. Rabbinizden size beyyine (bir mucize, ispat edici bir açıklama) gelmiştir. Artık ölçü ve tartıya vefa edin (tam ve doğru ödeyin). İnsanların eşyalarının değerini eksiltmeyin. Yeryüzünde, O'nun ıslâhından sonra fesat (bozgunculuk) çıkarmayın. Şâyet mü'minler iseniz, işte bu sizin için hayırlıdır.”

11/HÛD-84: Ve ilâ medyene ehâhum şuaybâ(şuayben), kâle yâ kavmi’budullâhe mâ lekum min ilâhin gayruh(gayruhu), ve lâ tenkusûl mikyâle vel mîzâne innî erâkum bi hayrin ve innî ehâfu aleykum azâbe yevmin muhît(muhîtin).
Ve Medyen kavmine, onların kardeşi Şuayb şöyle dedi: “Ey kavmim, Allah'a kul olun! Sizin için ondan başka ilâh yoktur. Ölçeği ve tartıyı eksiltmeyin. Gerçekten ben sizi hayırda (bollukta, refahta) görüyorum. Ve muhakkak ki ben, ihata eden (kuşatan) günün azabının üzerinize olmasından korkuyorum.”
11/HÛD-85: Ve yâ kavmi evfûl mikyâle vel mîzâne bil kıstı ve lâ tebhasûn nâse eşyâehum ve lâ ta’sev fîl ardı mufsidîn(mufsidîne).
Ve ey kavmim, ölçeği ve tartıyı adaletle ölçün (yerine getirin)! İnsanların eşyalarını (haklarını) eksiltmeyin. Ve fesat çıkaranlar (olarak) yeryüzünde bozgunculuk yapmayın.
11/HÛD-86: Bakıyyetullâhi hayrun lekum in kuntum mu’minîn(mu’minîne), ve mâ ene aleykum bi hafîz(hafîzin).
Eğer siz mü'minlerseniz Allah'ın bakiyesi (ticaretin bıraktığı kâr, helâl kazanç) sizin için daha hayırlıdır. Ve ben, sizin üzerinize muhafız (gözleyici) değilim.