Kutsal kitaplardaki Hanif Dîni neden yaşanmıyor? III etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kutsal kitaplardaki Hanif Dîni neden yaşanmıyor? III etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Kasım 2017 Cumartesi

Kutsal kitaplardaki Hanif Dîni neden yaşanmıyor? III

Kutsal kitaplardaki Hanif Dîni neden yaşanmıyor? III

Hadis-i Şerif:
Ümmetim benden sonra yetmisüç fırkaya ayrılacak, bir fırka müstesna, diğerleri hep ateştedir.
-‘Onlar kimlerdir ya Resulullah?’
Benim ve ashabımın yolunda olanlardır.” (Ebu Davud)

İnsanların yazdığı emaniye bilgiler içeren kitaplar, Kutsal kitaplara ters düşmekte. Emaniye (kişilerin yazdığı ) kitaplara tabi olanlar kutsal kitaplarda olmadığı halde, Tevrat, İncil ve Kur’an’da varmış gibi konuşmakta ve insanları dalalete sürüklemekteler. Hak ile batılı karıştırarak nefslerinin arzularına göre hüküm vermekteler.

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah’ın) Kitabı’nı bilmezler, sadece emaniyyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zannediyorlar.

2/BAKARA-79: Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlûne hâzâ min indillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne).
Yazıklar olsun onlara ki; elleriyle kitap yazarlar, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdıklarını az bir bedel (para) karşılığında satmak için: “Bu, Allah’ın indindendir.” derler. Yazıklar olsun onlara, elleriyle yazdıkları şeylerden dolayı. Yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeyler sebebiyle.

Hadis-i Şerif:
"İnsanlarin bi'datcilerin görüslerini benimseyip farkında olmadan şirk koştukları, ilmi geçim için tahsil ettikleri ve dinlerini dünyalıklarına alet ettikleri bir zaman gelecektir."

3/AL-İ İMRAN-78: Ve inne minhum le ferîkan yelvûne elsinetehum bil kitâbi li tahsebûhu minel kitâbi ve mâ huve minel kitâb(kitâbi), ve yekûlûne huve min indillâhi ve mâ huve min indillâh(indillâhi), ve yekûlûne alâllâhil kezibe ve hum ya’lemûn(ya’lemûne).
Onlardan bir grup vardır ki; Kitab’tan olmadığı halde, onu Kitab’tan (mış gibi) zannetmeniz için dillerini Kitab’tan yana evirip, çevirirler ve: “Bu Allah katındandır.” derler. Oysa o, Allah katından değildir. Allah’a karşı, bile bile yalan söylerler.

Hadis-i şerif:
“Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa alet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, amma kalpleri kurt gönlü gibidir. Aziz ve Celil olan Allahû Teâlâ (bu gibi kimseler için) şöyle buyurur: "Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için, onlara öyle ağır bir musibet vereceğim ki, aralarında bulunan yumuşak başlılar şaşakalacaklardır." (Tirmizî)

Allahû Tealâ, ilmi Tevrat, İncil ve Kur'an-ı Kerim'den değil de, emaniye kitaplarından alanların ve bu kitapları yazanlara tabi olanların durumunu, Ahzab 67 ve 68' de açıklamakta ve onların sıratı müstakimden ayrıldığını bildirmekte;

33/AHZAB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ).
Cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîm’inden) saptık.
33/AHZAB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel’azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren).
Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.

Hadis-i şerif:
"Abdullah b. Amr b. el-As (R.A) diyor ki:"Ben Resulullah (S.A.V) şöyle
söylerken işittim: "Allah ilmi insanlardan söküp almak suretiyle kaldırmaz, bilakis alimlerin canlarını almak suretiyle ilmi kaldırır. Aralarında hiçbir alim kalmaz da insanlar cahilleri önderler edinirler, onlara sorular sorarlar, onlar da bilgisizce (Kur'an'a dayanmadan reyleriyle) fetva verirler ve böylece hem kendileri sapıtırlar hem de başkalarını saptırırlar."(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman 20)

Hadis-i şerif:
"Sizin için Deccal’den daha çok deccal olmayanlardan korkarım.”
“- Onlar kimlerdir?”
Saptırıcı imamlardır.” (Ahmed bin Hanbel)

28/KASAS-41: Ve cealnâhum eimmeten yed’ûne ilen nâr(nârı), ve yevmel kıyâmeti lâ yunsarûn(yunsarûne).
Ve Biz, onları ateşe davet eden imamlar (önderler) kıldık. Ve kıyâmet günü onlara yardım olunmaz.

Casiye suresinin 23. ayetine göre faydasız ilmin sahipleri (emaniyeye tabi olanlar), hidayeti yaşamadıkları gibi başkalarının da yaşamasına engel oluyorlar.

45/CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?



20 Temmuz 2016 Çarşamba

Kutsal kitaplardaki Hanif Dîni neden yaşanmıyor? III

                         Kutsal kitaplardaki Hanif Dîni neden yaşanmıyor? 

İnsanların yazdığı emaniye bilgiler içeren kitaplar, Kutsal kitaplara ters düşmekte. Emaniye (kişilerin yazdığı ) kitaplara tabi olanlar kutsal kitaplarda olmadığı halde, Tevrat, İncil ve Kur’an’da varmış gibi konuşmakta ve insanları dalalete sürüklemekteler. Hak ile batılı karıştırarak nefslerinin arzularına göre hüküm vermekteler.

2/BAKARA-78: Ve minhum ummiyyûne lâ ya’lemûnel kitâbe illâ emâniyye ve in hum illâ yezunnûn(yezunnûne).
Onlardan bir kısmı ümmîlerdir. Onlar (Allah’ın) Kitabı’nı bilmezler, sadece emaniyyeyi (kişilerin yazdığı kitapları) bilirler. Ve onlar sadece zannediyorlar.

2/BAKARA-79: Fe veylun lillezîne yektubûnel kitâbe bi eydîhim summe yekûlûne hâzâ min indillâhi li yeşterû bihî semenen kalîlâ(kalîlen), fe veylun lehum mimmâ ketebet eydîhim ve veylun lehum mimmâ yeksibûn(yeksibûne).
Yazıklar olsun onlara ki; elleriyle kitap yazarlar, sonra da (emaniyye bilgiler içeren) bu yazdıklarını az bir bedel (para) karşılığında satmak için: “Bu, Allah’ın indindendir.” derler. Yazıklar olsun onlara, elleriyle yazdıkları şeylerden dolayı. Yazıklar olsun onlara, kazandıkları şeyler sebebiyle.

Hadis-i Şerif:
"İnsanlarin bi'datcilerin görüslerini benimseyip farkında olmadan şirk koştukları, ilmi geçim için tahsil ettikleri ve dinlerini dünyalıklarına alet ettikleri bir zaman gelecektir."

3/AL-İ İMRAN-78: Ve inne minhum le ferîkan yelvûne elsinetehum bil kitâbi li tahsebûhu minel kitâbi ve mâ huve minel kitâb(kitâbi), ve yekûlûne huve min indillâhi ve mâ huve min indillâh(indillâhi), ve yekûlûne alâllâhil kezibe ve hum ya’lemûn(ya’lemûne).
Onlardan bir grup vardır ki; Kitab’tan olmadığı halde, onu Kitab’tan (mış gibi) zannetmeniz için dillerini Kitab’tan yana evirip, çevirirler ve: “Bu Allah katındandır.” derler. Oysa o, Allah katından değildir. Allah’a karşı, bile bile yalan söylerler.

Hadis-i şerif:
“Âhir zamanda öyle kimseler türeyecektir ki, bunlar dinlerini dünyalığa alet edeceklerdir. İnsanlara karşı koyun postuna bürünmüş gibi yumuşak ve güzel huylu görünürler. Dilleri şekerden bile tatlıdır, amma kalpleri kurt gönlü gibidir. Aziz ve Celil olan Allahû Teâlâ (bu gibi kimseler için) şöyle buyurur: "Bunlar acaba benim sonsuz affediciliğime mi güveniyorlar, yoksa bana karşı meydan mı okuyorlar? Ululuğum hakkı için, onlara öyle ağır bir musibet vereceğim ki, aralarında bulunan yumuşak başlılar şaşakalacaklardır." (Tirmizî)

Allahû Tealâ, ilmi Tevrat, İncil ve Kur'an-ı Kerim'den değil de, emaniye kitaplarından alanların ve bu kitapları yazanlara tabi olanların durumunu, Ahzab 67 ve 68' de açıklamakta ve onların sıratı müstakimden ayrıldığını bildirmekte;

33/AHZAB-67: Ve kâlû rabbenâ innâ ata’nâ sâdetenâ ve kuberâenâ fe edallûnes sebîl(sebîlâ).
Cehennemde olanlar derler ki: “Yarabbi, muhakkak ki biz, sâdatlarımıza (dînde ileri gidenlerimize) ve küberamıza (büyüklerimize) itaat ettik. Ve böylece Senin yolundan (Sıratı Mustakîm’inden) saptık.
33/AHZAB-68: Rabbenâ âtihim dı’feyni minel’azâbi vel’anhum la’nen kebîrâ(kebîren).
Rabbimiz, onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lânetle lânetle.

Hadis-i şerif:
"Abdullah b. Amr b. el-As (R.A) diyor ki:"Ben Resulullah (S.A.V) şöyle
söylerken işittim: "Allah ilmi insanlardan söküp almak suretiyle kaldırmaz, bilakis alimlerin canlarını almak suretiyle ilmi kaldırır. Aralarında hiçbir alim kalmaz da insanlar cahilleri önderler edinirler, onlara sorular sorarlar, onlar da bilgisizce (Kur'an'a dayanmadan reyleriyle) fetva verirler ve böylece hem kendileri sapıtırlar hem de başkalarını saptırırlar."(Kitab-ul Burhan Fi Alamet-i Mehdiyy-il Ahir Zaman 20)

Hadis-i şerif:
"Sizin için Deccal’den daha çok deccal olmayanlardan korkarım.”
“- Onlar kimlerdir?”
Saptırıcı imamlardır.” (Ahmed bin Hanbel)

28/KASAS-41: Ve cealnâhum eimmeten yed’ûne ilen nâr(nârı), ve yevmel kıyâmeti lâ yunsarûn(yunsarûne).
Ve Biz, onları ateşe davet eden imamlar (önderler) kıldık. Ve kıyâmet günü onlara yardım olunmaz.

Casiye suresinin 23. ayetine göre faydasız ilmin sahipleri (emaniyeye tabi olanlar), hidayeti yaşamadıkları gibi başkalarının da yaşamasına engel oluyorlar.

45/CÂSİYE-23: E fe reeyte menittehaze ilâhehu hevâhu ve edallehullâhu alâ ilmin ve hateme alâ sem’ihî ve kalbihî ve ceale alâ basarihî gışâveh(gışâveten), fe men yehdîhi min ba’dillâh(ba’dillâhi), e fe lâ tezekkerûn(tezekkerûne).
Hevasını kendisine ilâh edinen kişiyi gördün mü? Ve Allah, onu ilim (onun faydasız ilmi) üzere dalâlette bıraktı. Ve onun işitme hassasını ve kalbini mühürledi. Ve onun basar (görme) hassasının üzerine gışavet (perde) kıldı (çekti). Bu durumda Allah’tan sonra onu kim hidayete erdirir? Hâlâ tezekkür etmez misiniz?

Hadis-i şerif:
"Kıyamet gününde şerlilerin en şerlisi ilmi kendisine fayda vermeyen alimlerdir."


El yazması kitapların, dinin temeli olarak kabul edilmesi suretiyle, Allah'ın kurtuluşa erdirecek farz emirleri yerine getirilmedigi için herkes huzursuz ve mutsuz. İnsanlık alemi eğer huzursuz ve mutsuzsa bunun sebebi Tevrat, İncil ve Kur'an-ı Kerim'den uzaklaşmamızdır. Allahu Teala en çok sevdiği mahlukunun mutlu olmasını talep etmektedir. Mutluluğun baslangıcı ise ALLAH'A ULAŞMAYI DİLEMEKTİR. Bu sebeple Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim insanoğluna bir mutluluk davetiyesi olarak indirilmiştir.