Kayyum Dîn İslâm IV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Kayyum Dîn İslâm IV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

24 Temmuz 2016 Pazar

Kayyum Dîn İslâm IV

                                     Kayyum Dîn İslâm


Allahû Tealâ, Rûm Suresinin 31. âyetinde, bizim için çok önemli bir şey söylüyor:
30/RÛM-31: Munîbîne ileyhi vettekûhu ve ekîmûs salâte ve lâ tekûnû minel muşrikîn (muşrikîne).
O’na (Allah’a) yönelin (Allah’a ulaşmayı dileyin) ve O'na karşı takva sahibi olun. Ve namazı ikame edin (namaz kılın). Ve (böylece) müşriklerden olmayın.

            Hanif fıtratıyla yarattığı Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in ve hanif fıtratıyla yarattığı bütün insanların Allah’a, hanif fıtratıyla ulaşması söz konusu. Rûm Suresinin 30 ve 31. âyet-i kerimelerini birleştirirsek, Allahû Tealâ Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e diyor ki: “Hanif olarak kendini dîne doğrult. Ve Allah’a dön. Allah’a ulaş ve takva sahibi ol.” Öyleyse insan ruhunun Allah’a dönmesi, Allah’a ulaşması hanif fıtratıyla gerçekleşiyor. Rûm-30 ve 31’de Allahû Tealâ, haniflerin, ruhlarını Allah’a teslim ettiklerini ve ancak böylece takva sahibi olduklarını söylüyor. Yani ruhlarını Allah’a teslim edenlerin hanif olduğunu söylüyor.

            Allahû Tealâ Nisâ-125’te fizik vücudunu Allah’a teslim eden kişinin hanif olduğunu ifade ediyor.

4/NİSÂ-125: Ve men ahsenu dînen mimmen esleme vechehu lillâhi ve huve muhsinun vettebea millete ibrâhîme hanîfâ(hanîfen). Vettehazallâhu ibrâhîme halîlâ(halîlen).          Ve hanif olarak Hz. İbrâhîm’in dînine tâbî olmuş ve vechini (fizik vücudunu) Allah’a teslim ederek muhsin olan kimseden, dînen daha ahsen kim vardır. Ve Allah, Hz. İbrâhîm’i dost edindi.

Beyyine Suresinin 5. âyet-i kerimesinde, ayrıca, nefsini Allah’a teslim eden kişinin hanif olduğunu ifade ediyor Allahû Tealâ.  
98/BEYYİNE-5: Ve mâ umirû illâ li ya’budûllâhe muhlisîne lehud dîne hunefâe ve yukîmûs salâte ve yu’tûz zekâte ve zâlike dînul kayyimeh(kayyimeti).                                   Ve onlar, Allah için hanifler olarak dînde halis kullar olmaktan (nefslerini halis kılmaktan) ve namazı ikame etmekten ve zekâtı vermekten başka bir şeyle emrolunmadılar. İşte kayyum dîn (kıyâmete kadar devam edecek dîn) budur.
            Allahû Tealâ, Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in Zat’ında, şahsında, dînin sadece bir tek dîn olduğu, bu dînin Hz. İbrâhîm’in hanif dîni olduğu birçok cephelerden söylemiş, söylemiş, söylemiştir; “Hanif fıtratıyla yaratıldınız. Hanif fıtratının gereğini gerçekleştireceksiniz.” Ayrıca, neredeyse her ‘hanif’ kelimesi geçen âyet-i kerimede, Allahû Tealâ mutlaka ‘şirk’ kelimesini kullanmaktadır. Allahû Tealâ, Allah’tan başkasına tapmanın nasıl büyük bir günah olduğunu ifade etmektedir devamlı olarak.
            Hanif dîni nasıl bir dîndir? 

1- Hanif dîni, ruhu Allah’a teslim etmeyi emreder.
2- Hanif dîni, fizik vücudu Allah’a teslim etmeyi emreder.
3- Hanif dîni, nefsi Allah’a teslim etmeyi emreder.
4- Hanif dîni, iradeyi Allah’a teslim etmeyi emreder.

            Öyleyse hanif dîni bunların hepsinin Allah’a teslimini içeriyor. Bu tek bir şeriattir. Allahû Tealâ insanlardan şunu ister: Herkes 7 safha ve 4 teslimi yaşasın ve şu dünyadaki en mutlu insanlardan birisi olsun. Tevrat'taki, İncil'deki ve Kur'ân-ı Kerim'deki hanif dîni, yani İslâm, 7 safha ve 4 teslimden oluşur. Allahû Tealâ, biz insanlardan sadece bir tek şey ister; mutlu olmamızı. Bizler, Allah'ın 7 safhada geçerli olan emirlerine riayet ettiğimiz ölçüde mutlu olabiliriz.