11. Basamak Kalbin Allah'ın Zikri İle Yumuşaması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
11. Basamak Kalbin Allah'ın Zikri İle Yumuşaması etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

10 Haziran 2016 Cuma

11. BASAMAK; KALBİN ALLAH’IN ZİKRİ İLE YUMUŞAMASI

11. BASAMAK; KALBİN ALLAH’IN ZİKRİ İLE YUMUŞAMASI

“Âdemoğullarının kalpleri kışın yumuşar. Çünkü Allahû Tealâ Âdem (A.S)’ı çamurdan yaratmıştır. Kışın kar, çamuru yumuşatır.”


Hz. Muhammed (S.A.V) Efendimiz: “Âdemoğullarının kalpleri kışın yumuşar. Çünkü Allahû Tealâ Âdem (A.S)’ı çamurdan yaratmıştır. Kışın kar, çamuru yumuşatır.” (K: C.Sağir-6149) buyuruyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in bu hadîste bize vermek istediği mesajı aradığımızda, Allahû Tealâ’nın Fussilet Suresinin 39. âyet-i kerimesinde şöyle buyurduğunu görmekteyiz:

41/FUSSİLET-39: Ve min âyâtihî enneke terel arda hâşiaten fe izâ enzelnâ aleyhel mâehtezzet ve rebet, innellezî ahyâhâ le muhyîl mevtâ, innehu alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Ve onun âyetlerindendir ki, arzı gerçekten kurumuş görürsün. Onun üzerine su indirdiğimiz zaman hareketlenir ve kabarır. Muhakkak ki ona (arza) hayat veren (Allah), elbette ölülere de hayat verendir. Muhakkak ki O, her şeye kaadirdir.

ü  Kalbin Rahmete Kavuşması, Toprağın Yağmura Kavuşması Gibidir

İnsanlar başlangıç noktasında ölü vaziyettedir. Ama kişi Allah’a ulaşmayı dilediği noktadan itibaren Allah, Rahmân esmasıyla tecelli eder ve bu, o kişiyi 7 tane furkan ve 6 tane kalp şartının sahibi kılar. Kişi Allah’ı zikretmeye başladığı noktada, salâvât taşıyıcısıyla rahmet o kişinin kalbine gelir. Nasıl kuru topraklara yağmur yağdığı zaman toprak huşû içerisinde yumuşuyorsa, zikirle birlikte taşıyıcı nur olan salâvât ve Allah’ın katından gelen rahmet de kalbe girdiği zaman kalp böyle yumuşamaya başlar. İşte, Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in bu hadîste belirtmek istediği nokta budur. Kalplerin yumuşayabilmesi için her şeyden evvel kişinin Allah’a ulaşmayı dilemesi gerekmektedir.

6/EN'ÂM-122: E ve men kâne meyten fe ahyeynâhu ve cealnâ lehu nûren yemşî bihî fîn nâsi ke men meseluhu fîz zulumâti leyse bi hâricin minhâ, kezâlike zuyyine lil kâfirîne mâ kânû ya’melûn(ya’melûne).
Ölü (Allah’a ulaşmayı dilememiş) iken (ona on iki ihsan vererek) dirilttiğimiz ve insanlar arasında onunla yürüyeceği nur verdiğimiz kimse, karanlıklar içinde olup, ondan çıkamayacak kimse gibi midir? Böylece kâfirlere, yapmış oldukları şeyler süslü gösterildi.

ü  Kalbin Rahmete Kavuşması, Kışın Yağan Karlar Gibidir

Başlangıç noktasında nasıl toprak susuz, kuru, ölü vaziyetteyse, bu haldeyken üzerinde bir şey bitmiyorsa insanlar da dalâletteyken ölü vaziyettedirler. Allahû Tealâ, hidayet ilmiyle onlara tecelli eder. Peygamber Efendimiz (S.A.V) bir başka hadîsinde hidayet ilmini bir yağmura benzettiğini ifade etmiştir; kime isabet ettiyse o kurtulmuştur.
İşte hidayet tebliği kendisine ulaştığı an, her kim Allah’a ulaşmayı dilerse bu kişi 3. basamaktadır. 4. basamakta da Allah kişiye mutlaka Rahmân esmasıyla tecelli eder. Fussilet Suresinin 39. âyet-i kerimesinde belirtildiği gibi, 7 tane furkan ve 6 tane kalp şartının sahibi olan kişi zikreder ve Allah’ın katından rahmet ve salâvât kişinin göğsüne gelir. Göğsünden kalbine rahmet yolu açılmışsa, açılan yoldan kalbe ulaşır. Salâvât, rahmeti taşıyan bir faktördür. Rahmet, kalbe girdiği oranda kalpten karanlıklar çıkar. Karanlıklar, kalbin katılaşıp, kasvet bağlamasını, nurlar ise kalbin yumuşamasını ifade eder. Kalbe giren nur miktarı kadar kalbin yumuşaması söz konusudur. Zaten hadîste de bu ifade edilmektedir: “Âdemoğullarının kalbi kışın yumuşar.” Buradaki kıştan murat, kışın yağan yağmur ve karların Allah’ın katından gelen nura benzetilmesidir ve gerçekten yağmur ve kışın yağan karlar nasıl toprağı yumuşatıyorsa rahmet de kalbi yumuşatır.