Cennet 6. 7. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Cennet 6. 7. etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

1 Ekim 2017 Pazar

CENNET 6. 7.

CENNET 6. 7.


6- CENNETİN NAÎM;

Kişi Tövbe-i Nasuh’unu gerçekleştirir ve muhlis olur. 6. kat cennet, muhlis olan kişinin gideceği yer olan Naîm cennetidir. Sâffât Suresinin 40, 41, 42, 43. âyet-i kerimelerinde Naîm cennetinden bahsedilmektedir:

37/SÂFFÂT-40: İllâ ibâdallâhil muhlesîn(muhlesîne).
Allah'ın muhlis (halis) kulları hariç.
37/SÂFFÂT-41: Ulâike lehum rizkun ma’lûm(ma’lûmun).
İşte onlar; onlar için malûm (bilinen) bir rızık vardır.
37/SÂFFÂT-42: Fevâkih(fevâkihu), ve hum mukremûn(mukremûne).
Ve meyveler, onlar ikram olunanlardır.
37/SÂFFÂT-43: Fî cennâtin naîm(naîmi).
Naîm cennetlerinde.

Naîm Cenneti muhlislerin gideceği 6. kat cennettir. Kim muhlis olursa, muhlis kullar için bu standartlar duruma hâkimdir. Allahû Tealâ, Vâkıa Suresinin 10. âyet-i kerimesinde buyuruyor ki:

56/VÂKIA-10: Ves sâbikûnes sâbikûn(sâbikûne).
Ve sabikunlar (hayırlarda yarışıp ileri geçenler), sabikunlar.
56/VÂKIA-11: Ulâikel mukarrebûn(mukarrebûne).
İşte onlar (sabikunlar). Mukarrip (Allah'a yaklaştırılmış) olanlardır.
56/VÂKIA-12: Fî cennâtin naîm(naîmi).
(Onlar), naim cennetlerindedirler.

7-CENNETİN ADN (ADN CENNETLERİ);

Adn Cennetleri kendi içinde 7 kat cennet olarak geçer ve 7. kat iki bölüm olarak tahahkuk eder; yani iki kapılıdır. Adn cenneti 7 kat ama 8 tane kapı söz konusudur. Bu sebeple Yunus Emre, bir şiirinde: “8 cennetin kapısı” ifadesini kullanmaktadır.

Adn cennetine girecek olanlar kimlerdir?
1- Salihler
2- Sıddıklar
3- Şehitler
4- İradesini Allah’a teslim edenler
5- Mürşidler
6- Kavim resûlleri
7- a) Devrin imamları, velî resûller
                  b) Devrin imamları, nebî resûller

ü 1-Salihler

Adn Cenneti’nin 1. bölümüne salihler girer. Allahû Tealâ diyor ki:

13/RA'D-23: Cennâtu adnin yedhulûnehâ ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim vel melâiketu yedhulûne aleyhim min kulli bâb(bâbin).
Adn cennetleri (vardır). Onların babalarından ve eşlerinden ve zürriyyetlerinden salâha ulaşan kimseler, ona (adn cennetlerine) girerler. Ve her kapıdan melekler, onların yanlarına girerler.

40/MU'MİN-8: Rabbenâ ve edhilhum cennâti adninilletî vaadtehum ve men salaha min âbâihim ve ezvâcihim ve zurriyyâtihim inneke entel azîzul hakîm(hakîmu).
Rabbimiz, onlara vaadettiğin adn cennetlerine, onları ve onların babalarından, zevcelerinden ve zürriyetlerinden salâha ulaşanları dahil et. Muhakkak ki Sen, Sen Azîz'sin, Hakîm'sin (hüküm ve hikmet sahibisin).

Erkeklerden kim Adn cennetinden daha üst cennete ulaşmışsa, o salâh makamına eşleri de ulaşmışsa, Adn cennetinin alt kademesinde olmasına rağmen daha üst kademeye Allahû Tealâ onları ulaştıracaktır.
Tahrim Suresinin 8.âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ buyuruyor ki:

66/TAHRÎM-8: Yâ eyyuhellezîne âmenû tûbû ilâllâhi tevbeten nasûhâ(nasûhan), asâ rabbukum en yukeffire ankum seyyiâtikum ve yudhilekum cennâtin tecrî min tahtihel enhâru, yevme lâ yuhzîllâhun nebiyye vellezîne âmenû meah(meahu), nûruhum yes'â beyne eydîhim ve bi eymânihim yekûlûne rabbenâ etmim lenâ nûrenâ vagfir lenâ, inneke alâ kulli şey'in kadîr(kadîrun).
Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Allah'a Nasuh Tövbesi ile tövbe edin! Umulur ki Rabbiniz, sizin günahlarınızı örter ve sizi altından nehirler akan cennetlere koyar. O gün Allah, nebîleri ve O'nunla beraber olanları mahzun etmez. Onların nurları, önlerinde ve sağlarında koşar. “Rabbimiz, bizim nurumuzu tamamla ve bize mağfiret et (günahlarımızı sevaba çevir). Muhakkak ki Sen, herşeye kaadirsin.” derler.

ü 2-Sıddıklar

Sıddıklar Adn Cenneti’nin 2. bölümüne girecek olanlardır. Salihlerin önce günahları örtülür, sonra sevaba çevrilir. Sonra Allahû Tealâ onlara salâh nuru verir. Başlarının üzerine salâh nuru gelir.
Mâide Suresinin 119. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ şöyle buyuruyor:

5/MÂİDE-119: Kâlellâhu hâzâ yevmu yenfeus sâdikîne sıdkuhum, lehum cennâtun tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden) radiyallâhu anhum ve radû anh(anhu) zâlikel fevzul azîm(azîmu).
Allahû Tealâ şöyle buyurdu; "Bugün sadıklara, sadâkatlarının kendilerine fayda vereceği bir gündür. Onlar için altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî olarak kalacakları cennetler vardır. Allah onlardan râzı olmuş, onlar da Allah'tan râzı olmuşlardır. İşte bu, “Fevz-ül Azîm” dir (en büyük fevzdir).

Allahû Tealâ’nın verdiği salâh nurunun neticesi, o kişinin Adn cennetinin daha üst kademesine yerleşmesidir. Yûnus Suresinin 2. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki:

10/YÛNUS-2: E kâne linnâsi aceben en evhaynâ ilâ reculin minhum en enzirin nâse ve beşşirillezîne âmenû enne lehum kademe sıdkın inde rabbihim, kâlel kâfirûne inne hâzâ le sâhırun mubîn(mubînun).
Onlardan bir adama, "insanları uyarması, âmenû olanları (ölmeden önce Allah'a ulaşmayı dileyenleri) müjdelemesi" için vahyetmemiz insanlara acaip (garip) mi geldi? Muhakkak ki onlar için, Rab'lerinin yanında (katında) sıddıklar makamı vardır. Kâfirler şöyle dediler: “Muhakkak ki bu, mutlaka apaçık bir sihirbazdır.”

Sıddîkler makamına ulaşan salâh nurunun verildiği bir kişiden bahsediyoruz. Hadîd Suresinin 19. âyet-i kerimesinde Allahû Tealâ diyor ki:

57/HADÎD-19: Vellezîne âmenû billâhi ve rusulihî ulâike humus sıddîkûne veş şuhedâu inde rabbihim, lehum ecruhum ve nûruhum, vellezîne keferû ve kezzebû bi âyâtinâ ulâike ashâbul cahîm(cahîmi).
Ve, Allah'a ve O'nun Resûl'üne inananlar, işte onlar, onlar sıddıklardır ve şehitlerdir. Rab'lerinin yanında onların ecirleri ve nurları vardır. Ve inkâr edenler ve âyetlerimizi yalanlayanlar, işte onlar cahîm (alevli ateş) halkıdır.

Hadîd Suresinin 19. âyet-i kerimesinde “sıddıklar” ve “Rablerinin indinde şâhitler” ifadesi kullanılmaktadır.