MİSAKLERİ VE AHDLERİ YERİNE GETİRDİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
MİSAKLERİ VE AHDLERİ YERİNE GETİRDİ etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Mart 2019 Cumartesi

BÜTÜN SAHABE ALLAH'A VERDİKLERİ YEMİNLERİ, MİSAKLERİ VE AHDLERİ YERİNE GETİRDİ

BÜTÜN SAHABE ALLAH'A VERDİKLERİ YEMİNLERİ, MİSAKLERİ VE AHDLERİ YERİNE GETİRDİ

1- BÜTÜN SAHABE NEFSLERİNİ TEZKİYE ETMİŞ

Yüce Rabbimiz A'râf Suresinin 157. âyet-i kerimesinde şöyle buyuruyor:

7/A'RÂF-157: Ellezîne yettebiûner resûlen nebiyyel ummiyyellezî yecidûnehu mektûben indehum fît tevrâti vel incîli ye’muruhum bil ma’rûfi ve yenhâhum anil munkeri ve yuhıllu lehumut tayyibâti ve yuharrimu aleyhimul habâise ve yedau anhum ısrahum vel aglâlelletî kânet aleyhim, fellezîne âmenû bihî ve azzerûhu ve nasarûhu vettebeûn nûrellezî unzile meahu, ulâike humul muflihûn(muflihûne).
Onlar ki, yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı buldukları ümmî, nebî, resûle tâbî olurlar. Onlara ma’ruf ile (irfanla) emreder, onları münkerden nehyeder ve onlara tayyib olanları (temiz ve güzel olan şeyleri), helâl kılar. Habis olanları (kötü ve pis şeyleri), onlara haram kılar. Ve onların, ağırlıklarını (günahlarını sevaba çevirip, günahlarının ağırlığını) kaldırır. Ve üzerlerindeki zincirleri, (ruhu vücuda bağlayan bağ ve fetih kapısının üzerindeki 7 baklalı altın zincir) kaldırır. Artık onlar, O’na îmân ettiler ve O’na saygı gösterdiler ve O’na yardım ettiler ve O’nunla beraber indirilen Nur’a (Kur’ân-ı Kerim’e) tâbî oldular. İşte onlar, onlar felâha (kurtuluşa, cennet mutluluğuna ve dünya mutluluğuna) erenlerdir. 


"O ümmî, nebî, resûle tâbî olurlar. İşte onlar, onlar felâha (kurtuluşa, cennet mutluluğuna ve dünya mutluluğuna) erenlerdir."

Kimler felâha erer? Şems Suresinin 9. âyet-i kerimesi cevap veriyor:

91/ŞEMS-9: Kad efleha men zekkâhâ.
Kim onu (nefsini) tezkiye etmişse felâha (kurtuluşa) ermiştir.


"Andolsun ki nefslerini tezkiye edenler felâha erer"

Öyleyse bütün sahabenin nefslerini tezkiye ettiği kesinleşiyor.

2- BÜTÜN SAHABE RUHLARINI ALLAH'A ULAŞTIRMIŞLAR


Zumer Suresinin 18. âyet-i kerimesinde Yüce Rabbimiz şöyle buyuruyor:

39/ZUMER-18: Ellezîne yestemiûnel kavle fe yettebiûne ahsenehu, ulâikellezîne hedâhumullâhu ve ulâike hum ulûl elbâb(elbâbi).
Onlar, sözü işitirler, böylece onun ahsen olanına tâbî olurlar. İşte onlar, Allah’ın hidayete erdirdikleridir. Ve işte onlar; onlar ulûl’elbabtır (daimî zikrin sahipleri). 


"Onlar (sahabe) sözü işitirler ve sözün en güzeline tâbî olurlar. Onlar hidayete erenlerdir."

Hidayete ermek, "Sıratı Mustakîm Nedir? Hidayet Nedir?" bölümünde açıkladığımız gibi, insan ruhunun ölmeden evvel Allah'a ulaşması demek olduğuna göre bütün sahabe ruhlarını Allah'a ölmeden evvel ulaştırmışlardır. Bu da kesin bir olgudur.

3- BÜTÜN SAHABE FİZİK VÜCUTLARINI (VECHLERİNİ) ALLAH'A KUL ETMİŞLER

Zümer Suresinin 17. âyet-i kerimesinde Allah bütün sahabe için şunları söylüyor:

39/ZUMER-17: Vellezînectenebût tâgûte en ya’budûhâ ve enâbû ilâllâhi lehumul buşrâ, fe beşşir ıbâdi.
Ve onlar ki; taguta (insan ve cin şeytanlara) kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar). Çünkü Allah’a yöneldiler (Allah’a ulaşmayı dilediler). Onlara müjdeler vardır. Öyleyse kullarımı müjdele! 


"Onlar şeytana kul olmaktan içtinap ettiler (kaçındılar, kendilerini kurtardılar) ve Allah'a ulaştılar, onlara mujdeler vardır. Kullarımı müjdele".

Şeytana kul olmaktan kendilerini kurtararak, Allah'a verdikleri ahdi yerine getiren sahabe hakkında "kullarım" kelimesini kullanıyor Allahû Tealâ. Demek ki bütün sahabe şeytana kul olmaktan kendilerini kurtararak Allah'a kul olmuşlar. Böylece üzerlerine farz kılınan Allah'a verdikleri yeminlerini de, misaklarını da, ahdlerini de yerine getirmişler ve hepsi felâha ermişler, cennete girmeye hak kazanmışlar ve cennet müjdesini almışlardır.