Hz. Nuh (A.S) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Hz. Nuh (A.S) etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

26 Temmuz 2016 Salı

Hz. Nuh (A.S)



                                                                                   Hz. Nuh (A.S)

             Yaygın bir rivayete göre, Hz. Nuh, Hz. Âdem’den yaklaşık 1000 yıl sonra Irak’da yaşamıştır. Nuh Tufanı dolayısıyla insanlığın ikinci atası konumunda olan Nuh (A.S), Kur’an-ı Kerimde ve Sevgili Peygamberimizin (S.A.V) hadislerinde, diğer peygamberlere kıyasla daha geniş yer almıştır. Ulû’l-azm olarak isimlendirilen 5 büyük peygamberden biridir. Kur’an-ı Kerim’de, 28 sûrede hakkında bilgi verilmiş, 43 âyette de ismen zikredilmiştir. Kur’an’da, onun hakkındaki bilgiler; tebliğ mücadelesi, kavminin kendisine aşırı düşmanlığı, bu yüzden tufan ile cezalandırılmaları, o ve ona iman edenlerin kurtulmaları konularıyla ilgilidir. 28 âyetten müteşekkil 71. sûre onun adına taşır ve baştan sona onun tevhid mücadelesini anlatır. Bu şekilde tamamı bir peygamberin mücadelesini konu alan başka bir sûre daha yoktur.

            İdris (A.S)’dan sonraki asırlarda, Allah’a ibadeti terk eden insanlar, kendi uydurdukları sahte ilahlara yani putlara tapmaya başlamışlardı. Putperestlik giderek yayılmış, doğru yoldan uzaklaşan insanlar her türlü kötülüklere dalmışlardı.
           
71/NÛH-23: Ve kâlû lâ tezerunne âlihetekum ve lâ tezerrunne vedden ve lâ suvâan ve lâ yegûse ve yeûka ve nesrâ(nesren).
Ve (birbirlerine) şöyle dediler: “Sakın kendi ilâhlarınızı (putlarınızı) bırakmayın. Ve Vedd’i, Suvâa’yı, Yagûs’u ve Yaûka’yı ve Nesra’yi sakın terk etmeyin.”

            NÛH-23’de söylendiği üzere Nuh kavmi, isimleri verilen putlara tapıyorlardı. Putperestliğin nasıl ve ne zaman çıktığı kesin olarak bilinmemekte ama bu konuda çeşitli rivayetler bulunmaktadır. Bir rivayete göre, ayette ismi geçen putlar, halk içinde iyilikleri ile temayüz etmiş bazı salih insanlardı. Onların vefatından bir süre sonra toplumun ileri gelenleri, şeytanın teşvikiyle, bu şahısların hatıralarını unutmamak, isimlerini ve iyiliklerini ebedileştirerek herkese örnek olmasını sağlamak düşüncesiyle onların heykellerini dikmişlerdi. Ne var ki, zamanla bu şahıslar hakkındaki bilgiler unutuldu ve yeni nesiller, onları kendileriyle Allah arasında vasıta kabul ederek,  onlara tapmaya başladılar.

            Cenab-ı Hak, putperest bir toplum içinde doğup büyüyen Nuh (A.S)’ı kendisine elçi olarak seçerek, kavminin peygamberi olarak görevlendirdi. Hz. Nuh, Kur’an-ı Kerim’de bildirildiği üzere 950 yıl tevhid mücadelesini devam ettirmiştir.

29/ANKEBÛT-14: Ve lekad erselnâ nûhan ilâ kavmihî, fe lebise fîhim elfe senetin illâ hamsîne âmâ(âmen), fe ehazehumut tûfânu ve hum zâlimûn(zâlimûne).
Ve andolsun ki Biz, Nuh (A.S)’ı kavmine (Resûl olarak) gönderdik. Böylece onların arasında 1000 seneden 50 yıl eksik olarak (950 yıl) kaldı. Sonra onları (Nuh (A.S)’ın kavmini) tufan aldı. Ve onlar zalimlerdi.

29/ANKEBÛT-15: Fe enceynâhu ve ashâbes sefîneti ve cealnâ hââyeten lil âlemîn(âlemîne). 
Böylece onu ve gemi halkını kurtardık. Ve onu, âlemlere âyet (ibret) kıldık.

            Hz. Nuh, Allah tarafından kurtuluş yolunu göstermekle görevlendirildiğini söylüyor ve insanlara putları bırakmalarını tavsiye edip tevhide, Allah’a kulluğa davet ediyordu. Aksi takdirde şiddetli bir azaba çarptırılacaklarını hatırlatıyordu.

11/HÛD-25: Ve lekad erselnâ nûhan ilâ kavmihî innî lekum nezîrun mubîn(mubînun).
Ve andolsun ki; Nuh’u kendi kavmine gönderdik. Muhakkak ki ben, sizin için ifadesi açık ve kesin bir uyarıcıyım.

11/HÛD-26: En lâ ta’budû illallâh(illallâhe), innî ehâfu aleykum azâbe yevmin elîm(elîmin).
Allah’tan başkasına kul olmamanız için (açıkça uyaran bir uyarıcıyım.) Muhakkak ki ben, elîm (acı) günün azabının sizin üzerinize olmasından korkuyorum.