Hz. İsa ve Havarileri İslâm’ı Yaşadılar mı? 3
12/YÛSUF-108: Kul
hâzihî sebîlî ed’û ilallâhi alâ basîretin ene ve menittebeanî, ve subhânallâhi
ve mâ ene minel muşrikîn(muşrikîne).
De ki: “Benim ve bana tâbî olanların, basiret üzere
(kalp gözüyle basar ederek, Allah'ı görerek) Allah'a davet ettiğimiz yol, işte
bu yoldur. Allah'ı tenzih ederim. Ve ben, müşriklerden değilim.”
Bütün sahâbe Allah'a davet ediyordu ve hepsi de
Allah'ı görmüşlerdi. Yani Hakk'ul yakîn kademesindeydiler. Tevbe Suresinin 100.
âyet-i kerîmesi bütün sahâbenin mürşid olduğunu da kesinleştirmektedir.
9/TEVBE-100: Ves
sâbikûnel evvelûne minel muhâcirîne vel ensâri vellezînettebeûhum bi ıhsânin
radıyallâhu anhum ve radû anhu ve eadde lehum cennâtin tecrî tahtehel enhâru
hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), zâlikel fevzul azîm(azîmu).
O sabikûn-el evvelîn (evvelki hayırlarda yarışanlardan
salâh makamında iradesini Allah'a teslim ederek irşada memur ve mezun kılınanlar):
Onların bir kısmı muhacirînden (Mekke'den Medine'ye göç edenlerden) bir kısmı
ensardan (Medine'deki yardımcılardan) ve bir kısmı da onlara (ensar ve
muhacirîne) ihsanla tâbî olanlardandı. (Sahâbe irşad makamına sahip oldukları
için onlara tâbî olundu). Allah, onlardan razı ve onlar da O'ndan (Allah'tan)
razıdır. Onlara Allah, altlarından ırmaklar akan cennetler hazırladı ve orada
ebediyyen kalacaklardır. İşte bu, en büyük (azîm) mükâfattır.
Sahâbe de Allah'a şahitti. Kalp gözleriyle O'nu görmüşlerdi
ve havariler de hem Allah'a hem resûlüne şahitlerdi. Öyleyse Allah'ın
katındaki bir şahadetin var olduğu, burada da bir defa daha ispat ediliyor.
Sahâbe, Peygamber Efendimiz (S.A.V), havariyyun, Hz. İsa aynı şeyleri
yaşamışlardır. Hepsi Allah'a ruhlarıyla, vechleriyle, nefsleriyle, iradeleriyle
teslim olmuş, bu büyük hakikati yaşamışlardır.
Âyet-i kerîmeler İsa (A.S) ve havarilerinin Allah’a teslim
olduğunu net olarak özetlemektedir. Tevrat’ta,
İncil’de ve Kur’ân-ı Kerim’de, Musa (A.S) ve ona tâbî olanların,
İsa (A.S) ve ona tâbî olan havarilerin ve Hz. Muhammed (S.A.V) ve ona
tâbî olan sahâbenin yaşadığı 7 safha ve 4 teslimden oluşan hanif dîni emir
olunmaktadır, farz kılınmıştır.
Âyet-i kerimeler net
olarak ispat ediyor ki Hz. İsa ve havariler yedi safhanın yedisini de
yaşamışlardır. 14 asır
evvel sahâbe de, Kur’ân-ı Kerim’in bütününe tâbî olmuşlardı. Evvelâ Allah’a
ulaşmayı dilemişler, böylece şeytana kul olmaktan kurtulup Allah’a kul olmuşlar
ve sonuçta ruhlarını, fizik vücutlarını, nefslerini ve iradelerini Allah’a
teslim etmek suretiyle hanif dînini bütün
boyutlarıyla yaşamışlardır. Kesinlikle Allahû Tealâ’nın hanif dînini bütün
boyutlarıyla yaşamak gerekir. Peygamber Efendimiz (S.A.V), buyuruyor ki:
“Beni hak peygamber olarak gönderen Allah’a
yemin ederim ki,
elbette Meryemoğlu İsa, kıyâmete yakın dönemde yeryüzüne indirildiği
zaman benim ümmetimde, kendi peygamberliği dönemindeki sahâbeleri olan
havarilere halef (onların yerini tutacak) kimseler bulacaktır.”
Şu
anda Hidayet Çağındayız. Hidayet Çağında da 7 safha 4 teslim olan Hz.
İbrahim’in Hanif dini bütün boyutlarıyla yaşanacaktır.
Allah
razı olsun.