Zikir IV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Zikir IV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ekim 2017 Çarşamba

ZİKİR IV

 ZİKİR IV

ü Allahû Tealâ’yı zikretmekle kalp kulağı açılır:

18/KEHF-101: Ellezîne kânet a’yunuhum fî gıtâin an zikrî ve kânû lâ yestetîûne sem’â(sem’an).
Onlar, gözleri “Beni zikretmekten” perdeli olanlardır. Ve onlar, (Beni) işitmeye muktedir olamadılar.


ü Allahû Tealâ’yı zikretmekle ihlâsa ulaşılır:

38/SÂD-46: İnnâ ahlasnâhum bi hâlisatin zikred dâr(dâri).
Muhakkak ki Biz, onları (ahiret) yurdunu zikreden halis (kullar) olarak ihlâs sahibi kıldık.


ü Allahû Tealâ’yı daimî zikretmekle Kur’ân ilmine ulaşılır:

16/NAHL-43: Ve mâ erselnâ min kablike illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve Biz, senden önce, kendilerine vahyettiğimiz ricalden (erkeklerden) başkasını (resûl olarak) göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, o taktirde zikir ehline (daimi zikir sahiplerine) sorun!

21/ENBİYÂ-7: Ve mâ erselnâ kableke illâ ricâlen nûhî ileyhim fes’elû ehlez zikri in kuntum lâ ta’lemûn(ta’lemûne).
Ve senden önce, vahyettiğimiz rical (erkekler)den başkasını göndermedik. Eğer bilmiyorsanız, zikir ehline (daimî zikrin sahiplerine) sorun.

ü Allahû Tealâ’nın zikredildiği evlerde Allah’ın nuru vardır:

24/NÛR-36: Fî buyûtin ezinallâhu en turfea ve yuzkere fîhesmuhu yusebbihu lehu fîhâ bil guduvvi vel âsâl(âsâli).
Allah'ın, içinde İsmi'nin yükseltilmesine ve zikredilmesine izin verdiği evlerin içinde (Allah'ın nuru) vardır. Orada O'nu, sabah akşam tesbih ederler.

ü Mescitlerin içinde Allah’ın ismi zikredilmeseydi mescitler harab olurdu.

22/HACC-40: Ellezîne uhricû min diyârihim bi gayri hakkın illâ en yekûlû rabbunallâh(rabbunallâhu), ve lev lâ def’ullâhin nâse ba’dahum bi ba’dın lehuddimet savâmıu ve biyaun ve salavâtun ve mesâcidu yuzkeru fîhesmullâhi kesîrâ(kesîran), ve le yansurennallâhu men yansuruh(yansuruhu), innallâhe le kaviyyun azîz(azîzun).
Onlar, sadece “Rabbimiz Allah'tır” dedikleri için haksız yere yurtlarından çıkarıldılar. Ve eğer, Allah'ın insanları birbiriyle defetmesi olmasaydı, (rahiplerin) mabetleri, (hristiyanların) kiliseleri, (yahudilerin) havraları ve içinde Allah'ın isminin çok zikredildiği (müslümanların) mescidleri mutlaka harap olup yıkılırdı. O'na (Allah'a) yardım edene, Allah mutlaka yardım eder. Muhakkak ki Allah, elbette Kaviyy'dir (kuvvetli, güçlü) Azîz'dir (yüce).




ü Allahû Tealâ’yı yerlerde ve göklerde olan her şey zikreder (tesbih eder). Serbest iradesi olmayan mahlûkat yani her şey Allah’ı otomatik olarak zikreder. Buna “tespih” denir.

17/İSRÂ-44: Tusebbihu lehus semâvâtus seb’u vel ardu ve men fîhinn(fîhinne), ve in min şey’in illâ yusebbihu bi hamdihî ve lâkin lâ tefkahûne tesbîhahum, innehu kâne halîmen gafûrâ(gafûren).
7 kat gökler ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (Allah'ı) tesbih ederler. O'nu hamd ile tesbih etmeyen bir şey yoktur. Ve fakat onların tesbihlerini siz fıkıh edemezsiniz (anlayamazsınız, idrak edemezsiniz). Muhakkak ki O; Hakîm'dir, Gafûr'dur (mağfiret edendir).

59/HAŞR-24: Huvallâhul hâlikul bâriûl musavviru lehul esmâul husnâ, yusebbihu lehu mâ fîs semâvâti vel ard(ardı) ve huvel azîzul hakîm(hakîmu).
O Allah ki; Yaratan'dır, Bâri'dir (yokken var eden), Musavvir'dir (şekil verendir), güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanlar O'nu tespih eder. Ve O; Azîz'dir (yücedir), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

62/CUMA-1: Yusebbihu lillâhi mâ fîs semâvâti ve mâ fîl ardıl melikil kuddûsil azîzil hakîm(hakîmi).
Göklerde ve yerde olanlar, Allah'ı tespih eder ki; (O) Mâlik'tir (mülkün sahibidir), Kuddüs'tür (mukaddestir), Azîz'dir (üstündür), Hakîm'dir (hüküm ve hikmet sahibidir).

ü Allahû Tealâ’yı zikretmekten hiç bir şey sizi alıkoymasın:

63/MUNÂFİKÛN-9: Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ tulhikum emvâlukum ve lâ evlâdukum an zikrillâh(zikrillâhi), ve men yef'al zâlike fe ulâike humul hâsirûn(hâsirûne).
Ey âmenû olanlar (Allah'a ulaşmayı dileyenler)! Mallarınız ve evlâtlarınız sizi Allah'ın zikrinden alıkoymasın. Ve kim bunu yaparsa, o taktirde işte onlar, onlar hüsranda olanlardır.

ü Allahû Tealâ’yı, Allah’ın diledikleri zikredebilir. İşte onlar takva sahipleridir:

74/MUDDESSİR-55: Fe men şâe zekereh(zekerehu).
Artık kim dilerse, O'nu zikreder.

74/MUDDESSİR-56: Ve mâ yezkurûne illâ en yeşâallâh(yeşâallâhu), huve ehlut takvâ ve ehlul magfireh(magfireti).
Allah'ın dilediğinden başkası O'nu zikredemez. O (O'nun dilediği kimse), takva sahibidir ve mağfiret ehlidir (günahları sevaba çevrilmiş olan kimsedir).

ü Huşû sahipleri Allahû Tealâ’yı zikreder:

87/A'LÂ-10: Seyezzekkeru men yahşâ.
Allah'a karşı huşû duyan kişi zikir yapacaktır (ve tezekkür edecektir).

36/YÂSÎN-11:İnnemâ tunziru menittebeaz zikre ve haşiyer rahmâne bil gayb(gaybi), fe beşşirhu bi magfiretin ve ecrin kerîm(kerîmin).
Sen sadece zikre tâbî olanı ve gaybte Rahmân'a huşû duyanı uyarırsın. Öyleyse onu mağfiret ile (günahların sevaba çevrilmesiyle) ve "kerim ecir" ile müjdele.