Vahiy IV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Vahiy IV etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

4 Ekim 2017 Çarşamba

VAHİY IV

 VAHİY IV


ü  Allahû Tealâ, arıya vahyediyor. Arı peygamber olabilir mi?

16/NAHL-68: Ve evhâ rabbuke ilen nahli enittehızî minel cibâli buyûten ve mineş şeceri ve mimmâ ya’rişûn(ya’rişûne).
Ve senin Rabbin, balarısına, dağlardan, ağaçlardan ve onların (insanların) kurdukları çardaklardan, evler (kovanlar) edinmelerini vahyetti.

ü  Allahû Tealâ, yerlere vahyediyor:

99/ZİLZÂL-5: Bi enne rabbeke ehvâlehâ.
Rabbinin ona vahyetmesi ile.

ü  Allahû Tealâ, göklere vahyediyor:

41/FUSSİLET-12: Fe kadâhunne seb’a semâvâtin fî yevmeyni ve evhâ fî kulli semâin emrehâ ve zeyyennes semâed dunyâ bi mesâbîha ve hıfzâ(hıfzen), zâlike takdîrul azîzil alîm(alîmi).
Böylece onları iki günde yedi kat gök olarak kaza etti (yarattı, tamamladı). Her gök katına kendi emrini vahyetti. Ve dünya semasını kandillerle muhafaza ederek süsledik. İşte bu, Azîz ve Alîm olan (Allah'ın) takdiridir.

Sevgili öğrenciler! Kur’ân-ı Kerim asıldır. Dîn adamları Kur’ân’ı Kerim’i devreden çıkardılar, aralarındaki tartışmalar neticesinde büyük âlim olarak kabul edilenlerin sözlerine tâbî olundu ve Allah’ın yolundan sapıldı. İşte zamanımıza kadar gelen bir söz: “Allah peygamberlerden başkasına vahyetmez.” Bu söz, bu kadar âyette ifade edildiği gibi, Kur’ân-ı Kerim’e aykırı ama âlimler böyle söylemiş diye bizim üniversitemizin dışındaki bütün üniversitelerimizde bu söz esas alınmış, “Allah peygamberlerden başkasına vahyetmez.” deniliyor.
Sevgili öğrenciler! Kur’ân’ı Kerimde Allah’tan vahiy almaya Allah’ın müsaade etmedikleri insan ve şeytanlardan da bahsetmektedir.

ü  Allah’ın vahyetmeyeceği insanlar:

3/ÂLİ İMRÂN-77: İnnellezîne yeşterûne bi ahdillâhi ve eymânihim semenen kalîlen ulâike lâ halaka lehum fîl âhırati ve lâ yukellimuhumullâhu ve lâ yenzuru ileyhim yevmel kıyâmeti ve lâ yuzekkîhim ve lehum azâbun elîm(elîmun).
Muhakkak ki onlar; Allah'ın ahdini ve yeminlerini az bir değere satarlar. İşte onlar için ahirette bir nasip yoktur. Ve Allah onlar ile konuşmayacak ve kıyamet günü onlara nazar etmeyecek (bakmayacak). Ve onları temize çıkarmayacak ve onlar için elim azap vardır.

ü  Şeytan ve avenesi Allah’ın vahyini işitemezler:

26/ŞUARÂ-210: Ve mâ tenezzelet bihiş şeyâtîn(şeyâtînu).
Ve O'nu (Kur'ân'ı), şeytanlar indirmedi.
26/ŞUARÂ-211: Ve mâ yenbagî lehum ve mâ yestetîûn(yestetîûne).
Ve (bu), onlara yakışmaz (onların harcı değildir) ve onlar, (buna) muktedir olamazlar.
26/ŞUARÂ-212: İnnehum anis sem’i le ma’zûlûn(ma’zûlûne).
Muhakkak ki onlar, (vahyi) işitmekten kesin olarak azledilmiş (men edilmiş) olanlardır.

ü  Vahiy almadıkları halde aldığını iddia edenler:

6/EN'ÂM-93: Ve men azlemu mimmenifterâ alâllâhi keziben ev kâle ûhıye ileyye ve lem yûha ileyhi şey’un ve men kâle seunzilu misle mâ enzelallâh(enzelallâhu), ve lev terâ iziz zâlimûne fî gamerâtil mevti vel melâiketu bâsitû eydîhim, ahricû enfusekum, el yevme tuczevne azâbel hûni bimâ kuntum tekûlûne alâllâhi gayrel hakkı ve kuntum an âyâtihi testekbirûn(testekbirûne).
Allah'a yalanla iftira eden veya kendisine hiçbir şey vahyolunmamışken “Bana da vahyolundu.” diyenden ve “Ben de Allah'ın indirdiği şeylerin benzerini indireceğim.”diyenden daha zalim kim vardır? Zalimleri, ölümün şiddet halinde iken ve ölüm melekleri ellerini uzatıp: “Nefslerinizi çıkarın. Bugün, Allah'a karşı hak olmayan şeyler söylediğiniz ve O'nun âyetlerine karşı kibirlendiğiniz için alçaltıcı bir azapla cezalandırılacaksınız.” dedikleri zaman görsen.

ü  Allahû Tealâ’nın dışında da Allahû Tealâ’nın müsaadesiyle vahiy edenler var, örneğin
              Zekeriya (A.S.) cemaatine vahyediyor:

19/MERYEM-10: Kâle rabbic’al lî âyeh(âyeten), kâle âyetuke ellâ tukellimen nâse selâse leyâlin seviyyâ(seviyyen).
(Zekeriya A.S): “Rabbim, bana bir delil (işaret) kıl (ver).” dedi. (Allahû Tealâ şöyle) dedi: “Senin delilin (işaretin), insanlarla üç gece normal (sağlıklı) olduğun halde konuşamamandır.”
19/MERYEM-11: Fe harece alâ kavmihî minel mihrâbi fe evhâ ileyhim en sebbihû bukreten ve aşiyyâ(aşiyyen).
Bundan sonra mihraptan kavmine (kavminin karşısına) çıktı. Böylece onlara, (Allah'ı) sabah akşam tesbih etmelerini vahyetti (konuşmadan, iç sesi ile duyurdu).