30 Temmuz 2016 Cumartesi

Hz. Yusuf (A.S)

                  Hz. Yusuf (A.S)
            
             Kur’an-ı Kerim’de diğer peygamberlerin kıssaları, çeşitli sûrelerde, özünde bir olacak şekilde bazı farklılıklarla kısa kısa anlatılmış ve öğüt alınması için birkaç yerde tekrar edilmiş bulunmaktadır. Buna karşılık, Yusuf (A.S)’ın kıssası 111 âyetten müteşekkil Yusuf sûresinin baştan 101 âyetinde tek kıssa halinde, baştan sona ve ayrıntılı bir biçimde anlatılmış ve başka bir sûrede tekrar edilmemiştir. Hz. Yusuf, iffet ve imanın sembolü ve abidesidir. Onun hayatı ve başından geçenler, teferruatlı bir şekilde bütün insanlığın ibret nazarlarına sunulmuştur. Olaylar açık bir tarzda anlatıldığından, ilave bilgilere neredeyse hiç ihtiyaç kalmamıştır. Bu yüzden olmalıdır ki, kıssa hakkında, Peygamber Efendimiz (S.A.V)’den nakledilen rivayetler de yok denecek kadar azdır. Ne var ki, bütün bu açıklığa rağmen kısas-ı enbiya, tarih ve tefsir kitaplarında, bu kıssayla ilgili olarak, Kur’an-ı Kerim’de ve hadis-i şeriflerde bulunmayan pek çok rivayet yer almaktadır. Bu rivayetlerin büyük bölümünün aslı ve esası yoktur.

            Yusuf sûresi, İslâm davetinin Mekke döneminde, Mekke müşriklerinin Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve ashâbına karşı yürüttükleri eziyet ve işkence faaliyetinin had safhaya ulaştığı bir sırada nazil olmuştur. Bu günlerde müşrikler işi iyice azıtarak şiddete başvurmuşlar, hatta Peygamber Efendimiz (S.A.V)’i öldürme teşebbüsünde bulunmuşlardı. Bu zor şartların yaşandığı günlerde inen sûrede Hz. Yusuf’un karşılaştığı sıkıntılar ve bu sıkıntılara sabretmesi ve sonunda ulaştığı zafer anlatılarak Peygamber Efendimiz (S.A.V) ve sahabe teselli edilmiştir. Sûrenin son âyetleri de peygamberlerin karşılaştığı sıkıntılar ve sonunda ulaşılan mutlu son hakkında önemli bir mesaj özelliği taşımaktadır.

            Sûrenin ilk üç âyeti kıssaya giriş mahiyetindedir. Üçüncü âyette kıssa, “en güzel kıssa/ahsenü’l-kasas” olarak nitelendirilmiştir. Herşey Allahû Tealâ tarafından öğretilir ve Allahû Tealâ hakikatleri söyler. Burada "en güzel kıssalar" sadece "en güzel hikâyeler" demek değildir. Allahû Tealâ, "öğretilmesi lâzım gelen en güzel şey" anlamında kullanmıştır. Çünkü Allahû Tealâ'nın dizaynına göre Allahû Tealâ'nın nebîleri, resûlleri, mürşidleri insanlara kıssa ettikleri zaman o insanlar salâh makamına yükselmektedirler. Kıssa etmenin muhtevası içerisinde, insanlar dört hidayete de ermekte, ruhlarını, vechlerini, nefslerini ve iradelerini Allah'a teslim etmektedirler.

12/YÛSUF-1: Elif lâm râ tilke âyâtul kitâbil mubîn(mubîni).
Elif, Lâm, Râ. Bunlar, beyan edilmiş (açıklanmış) Kitab'ın âyetleridir.
12/YÛSUF-2: İnnâ enzelnâhu kur’ânen arabiyyen le allekum ta’kılûn(ta’kılûne).
Muhakkak ki Biz, O'nu Arapça Kur'ân olarak indirdik. Böylece siz akıl edersiniz.
12/YÛSUF-3: Nahnu nakussu aleyke ahsenel kasası bimâ evhaynâ ileyke hâzel kur’âne ve in kunte min kablihî le minel gâfilîn(gâfilîne).
Sana vahyettiğimiz bu Kur'ân ile en güzel kıssaları sana anlatıyoruz. Ve oysa sen, ondan önce elbette gâfillerdendin.

            Dördüncü âyetinden itibaren Hz. Yusuf’un gördüğü rüya ile kıssanın anlatımına başlanmaktadır;

12/YÛSUF-4: İz kâle yûsufu li ebîhi yâ ebeti innî re eytu ehade aşere kevkeben veş şemse vel kamere re eytuhum lî sâcidîn(sâcidîne).
Yusuf (A.S), babasına şöyle demişti: “Babacığım, gerçekten ben on bir yıldız, güneş ve ay gördüm. Onları bana secde eder (vaziyette, durumda) gördüm.”
12/YÛSUF-5: Kâle yâ buneyye lâ taksus ru’yâke alâ ihvetike fe yekîdû leke keydâ(keyden), inneş şeytâne lil insâni aduvvun mubîn(mubînun).
(Babası) şöyle dedi: “Ey oğulcuğum, rüyanı kardeşlerine anlatma! O zaman (anlattığın taktirde) sana tuzak kurarlar. Muhakkak ki; şeytan, insana apaçık düşmandır.”
12/YÛSUF-6: Ve kezâlike yectebîke rabbuke ve yu allimuke min te’vîlil ehâdîsi, ve yutimmu ni’metehu aleyke ve alâ âli ya’kûbe kemâ etemmehâ alâ ebeveyke min kablu ibrâhîme ve ishâk(ishâke), inne rabbeke alîmun hakîm(hakîmun).”

Ve işte böylece, Rabbin seni seçecek ve sözlerin (olayların) tevîlini (yorumunu) sana öğretecek. Sana ve Yakûb (A.S)'ın ailesine de, (tıpkı) daha önce ataların İbrâhîm (A.S) ve İshak (A.S)'a (ni'metini) tamamladığı gibi, ni'metini tamamlayacak. Muhakkak ki senin Rabbin, Alîm (en iyi bilen)dir, Hakîm (hüküm veren hikmet sahibi)dir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.