3. YEDİLİ BASAMAK
2. ni’met: Allahû Tealâ, kişinin başının üzerine
devrin imamının ruhunu gönderir.
40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul
arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet
telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi
olan Allah, kullarından (Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah'a
ulaşmayı dilediği için Allah'ın da Kendisine ulaştırmayı dilediği kişinin)
üzerine (başının üzerine) Allah'a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna)
ihtar etmek için, emrinden (Allah'ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin
imamının ruhunu) ulaştırır.
Kim Allah’a ulaşmayı
dilerse, Allah da onu Kendisine ulaştırmayı diler. Burada kişinin Allah’a
ulaşmak üzere harekete geçmesi söz konudur. Burada o kişinin başının üzerine
Allahû Tealâ Kendi katından ruh gönderiyor. O ruh, Allah’ın katında huzur
namazını kıldıran devrin imamının ruhudur. Vekâleten veya asaleten bu görev
mutlaka günde 7 vakit namaz olmak üzere Allahû Tealâ’nın huzurunda kılınır.
3. ni’met: a) Günahların sevaba çevrilmesidir.
25/FURKÂN-70: İllâ men tâbe ve âmene
ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim
hasenât(hasenâtin), ve kânallâhu gafûren rahîmâ(rahîmen).
Ancak kim (mürşidi önünde) tövbe
eder (böylece kalbine îmân yazılıp, îmânı artan) mü'min olur ve salih amel
(nefs tezkiyesi) yaparsa, o taktirde işte onların, Allah seyyiatlerini
(günahlarını) hasenata (sevaba) çevirir. Ve Allah, Gafur'dur (günahları sevaba
çevirendir), Rahîm'dir (rahmet nuru gönderendir).
illâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan: Ama tövbe eden kişi hariç.
ve âmene: Âmenû
olan kişi.
ve amile amelen sâlihan: Salih
amelle üstlenerek o görevi yapmaya başlayan kişi (yani nefsi ıslâh edici amel
yapmaya, nefs tezkiyesi yapmaya başlayan kişi).
fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât:
Ve Allah onların seyyiatini hasenata çevirir.
yubeddilullâhu: Allah
çevirir, tebdil eder.
seyyiâtihim:
Onların seyyihatini (günahlarını).
hasenât(hasenâtin): Hasenata
(kaybettiği dereceleri kazandığı derecelere çevirir).
ve kânallâhu gafûren rahîmâ:
Ve Allah gafurdur (mağfiret eden, yani günahları sevaba çevirin) ve rahîmdir, (rahmet
nuru gönderendir).
40 / MU'MİN – 7:Ellezîne yahmilûnel arşa ve men havlehu
yusebbihûne bi hamdi rabbihim ve yu’minûne bihî ve yestagfirûne lillezîne
âmenû, rabbenâ vesi’te kulle şey’in rahmeten ve ilmen fagfir lillezîne tâbû
vettebeû sebîleke vekıhim azâbel cahîm(cahîmi).
Arşı tutan melekler ve onun etrafındaki
kişi (devrin imamı), Rab'lerini hamd ile tesbih ederler ve O'na îmân ederler.
Ve âmenû olanlar için (Allah'tan) mağfiret dilerler: "Rabbimiz, Sen
herşeyi rahmetle (rahmetinle) ve ilimle (ilminle) kuşattın. Böylece (mürşidin
önünde) tövbe edenleri ve senin yoluna (Sıratı Mustakîm'e) tâbî olanları
mağfiret et (günahlarını sevaba çevir). Onları cehennem azabından koru!”
3. ni’met (a); Devrin
imamının şefaatiyle, Allahın mağfireti gerçekleşiyor ve Allah kişinin bütün
günahlarını (mürşidinin önünde tövbe eden kişinin bütün günahlarını) sevaba
çeviriyor.
3. ni’met: b) Derecat sistemi 1’e 10’dan, 1’e 100-700
olacak şekilde değişir.
2/BAKARA-261: Meselullezîne
yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî
kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin), vallâhu yudâifu li men yeşâu, vallâhu
vâsiun alîm(alîmun).
Mallarını Allah yolunda harcayanların durumu, her
sünbülünde (başağında) yüz adet tane (tohum) olmak üzere, yedi sünbül (başak)
veren bir tek tohumun durumu gibidir. Allah, dilediği kimse için (onun rızkını)
kat kat artırıp verir. Ve Allah Vâsi'dir, Alîm'dir.
meselullezîne yunfikûne emvâlehum fî sebîlillâhi: Mallarını karşılıksız olarak infâk edenlerin durumu, meseleleri.
fî sebîlillâhi: Allah yolunda karşılıksız
olarak.
ke meseli habbetin enbetet seb’a senâbile fî
kulli sunbuletin mietu habbeh(habbetin): Her sümbülünde (başağında) 100 adet tane tohum
olmak üzere 7 başak veren bir tohumun durumu gibi.
vallâhu yudâifu li men yeşâu: Allah dilediğinin kat kat
artırır (dilediğinin rızkını kat kat artırır).
vallâhu vâsiun alîm(alîmun): Ve Allah Vâsi’dir, Alîm’dir.
40/MU'MİN-40: Men amile seyyieten fe
lâ yuczâ illâ mislehâ, ve men amile sâlihan min zekerin ev unsâ ve huve
mu'minun fe ulâike yedhulûnel cennete yurzekûne fîhâ bi gayri hisâb(hisâbin).
Kim seyyiat (şerr, derecat düşürücü
ameller) işlerse mislinden daha fazla cezalandırılmaz. Kadınlardan veya
erkeklerden kim amilüssalihat (nefsi ıslâh edici ameller, nefs tezkiyesi)
yaparsa işte onlar, (îmânı artan) mü'minlerdir. Onlar, cennete konulacak ve
hesapsız rızıklandırılacaktır.
“Men amile seyyieten fe lâ yuczâ illâ mislehâ”
men amile seyyieten: Kim seyyihat işlerse (derecât
kaybettiren ameller).
fe lâ yuczâ: Cezalandırdığımız.
illâ mislehâ: Sadece onun misliyle.
Hiçbir kimse cezalandırıldığı
zaman seyyiatının mislinden daha fazla cezalandırılmaz. Onun seyyiatı neyi
ifade ediyorsa, ne kadar derecât kaybını ifade ediyorsa, sadece o kadar
kaybeder. Buradaki 3. ni’met (b), o kişinin deracat kaybındaki oranı
değiştirmiyor ama kazancını o güne kadar 1’e 10 alan dizaynı 1’e 100’e çıkıyor.
Sonra 1’e 700’e kadar yükseliyor. Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyuruyor ki:
“Ölmeden evvel ölünüz ki; Allah size 700 kat versin.” Ölmeden evvel ölmek; ruhun
hayattayken vücuttan ayrılıp Allah’a ulaşmasıdır. Öldüğümüz zaman ruhumuz
mutlaka Allah’a geri dönüyor. Ölmeden evvel ölmek; nefs tezkiyesi yoluyla
mürşide tâbî olarak, ruhun vücuttan ayrılması ile ruhu Allah’a doğru yola
çıkarmak ve Allah’a ulaştırmaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.