4. BASAMAK; RAHMÂN ESMASININ TECELLİSİ
Hiç Kimse Kendi Ameliyle
Cennete Giremez. Sahâbe Soruyor “Sen de mi Ey Allah’ın Resûl’ü?” Evet Ben de.
Ama Allah Beni Rahmetine Gark Etmiştir.
|
Nebîler Sultanı Hz. Muhammed Mustafa
(S.A.V) Efendimiz: “Hiç kimse kendi
ameliyle cennete giremez.” diye buyurduğunda, “Ya Resûlullah, sen de mi?”
diye soruyorlar. “Ben de. Allah Kendi
rahmeti ile Beni örtüp kurtarsın.” buyuruyor (K: Buhâri, İbn Mâce). Acaba Peygamber Efendimiz (S.A.V)’in bu
hadîsten muradı nedir? Ne olduğunu idrak edebilmek için evvelâ insanın yapısına
bakmamız gerekir.
Fizik bedenimiz bu zahirî âleme aittir.
15/HİCR-26: Ve le kad halaknel insâne
min salsâlin min hamein mesnûn(mesnûnin).
Andolsun ki; Biz insanı, “hamein mesnûn olan salsalinden”
(standart insan şekli verilmiş ve organik dönüşüme uğramış salsalinden)
yarattık.
Dizayn edilen bir de nefsimiz vardır. Nefs,
berzah âlemine aittir. Ve nefsin manevî kalbinde 19 tane afet vardır. Kişi
kalbini bu afetlerden temizlemedikçe Kur’ân ahlâkının sahibi olamaz.
91/ŞEMS-7: Ve nefsin ve mâ sevvâhâ.
Nefse ve onu (7 kademede ahsene dönüşecek şekilde) sevva edene
(dizayn edene) (andolsun).
Ruh, Allah’ın ruhudur. Bize üfürülmüştür.
Bizde bir emanettir. Allah’ın bütün emirlerine itaat eden, yasak ettiği hiçbir
fiili işlemeyen bir yapıya sahiptir.
32/SECDE-9: Summe sevvâhu ve nefeha
fîhi min rûhihî ve ceale lekumus sem’a vel ebsâre vel ef’ideh(efidete), kalîlen
mâ teşkurûn(teşkurûne).
Sonra (Allah), onu dizayn etti ve onun içine (vechin, fizik
vücudun içine) ruhundan üfürdü ve sizler için sem’î (işitme hassası), basar
(görme hassası) ve fuad (idrak etme hassası) kıldı. Ne kadar az şükrediyorsunuz.
İsrâ Suresinin 85. âyet-i kerimesinde
Allahû Tealâ ruhun Allah’ın bütün emirlerine itaat eden, yasak ettiği hiçbir
fiili işlemeyen bir yapıya sahip olduğunu ifade ediyor.
17/İSRÂ-85: Ve yes’elûneke anir
rûh(rûhı), kulir rûhu min emri rabbî ve mâ ûtîtum minel ilmi illâ
kalîlâ(kalîlen).
Ve sana ruhtan sorarlar. De ki: “Ruh, Rabbimin emrindendir.” Ve
size, (ruha ait) ilimden sadece az bir şey verildi.
ü
Allah’ın Rahmeti
Hadîse baktığımız zaman hadîste zikredilen
şudur: “Hiç kimse kendi ameliyle cennete
giremez.” Ameli gerçekleştiren fizik bedendir. Fizik bedenin kumandanı
akıldır. Aklın iki müşaviri vardır. Bir tanesi ruh, bir tanesi de nefstir. Allahû
Tealâ sevgisinin, merhametinin bir gereği olarak insanı kurtuluşa ulaştırmak
üzere katından peygamberler ve o peygamberlerle birlikte insanlara açıkladığı
kutsal kitaplar göndermiştir. İşte Allahû Tealâ Nebîler Sultanı Peygamber
Efendimiz (S.A.V)’e Enbiyâ Suresinin 107. âyet-i kerimesinde şöyle buyurmaktadır:
21/ENBİYÂ-107: Ve mâ erselnâke illâ
rahmeten lil âlemîn(âlemîne).
Seni Biz, sadece âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Allahû Tealâ’nın âlemlere rahmet olarak
gönderdiği peygamber ve onun açıkladığı Allah’ın emirlerini muhtevasına alan
kitaplar olmadıkça hiç kimsenin kendi ameliyle kurtuluşa ulaşması mümkün değildir.
Allah, Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz’i (S.A.V) rahmetinin içine gark
etmiştir.
4/NİSÂ-175: Fe emmellezîne âmenû
billâhi va’tesamû bihî fe se yudhıluhum fî rahmetin minhu ve fadlın ve yehdîhim
ileyhi sırâtan mustekîmâ (mustekîmen).
Böylece Allah’a âmenû olanları (ölmeden önce ruhunu Allah’a
ulaştırmayı dileyenleri) ve O’na (Allah’a) sarılanları ise, (Allah) kendinden
bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, kendisine ulaştıran “Sıratı
Mustakîm”e hidayet edecektir (ulaştıracaktır).
ü
Fizikî İbadetlerle Hiç Kimsenin Kurtuluşa Ulaşması Mümkün
Değildir!
Allah’a îmân etmek ve O’na sarılmayı
dilemek ruhun talebidir. Ama amel fizik bedenin görevidir. Salt fizik bedenin
yapacağı ibadetlerle hiç kimsenin kurtuluşa ulaşması mümkün değildir. Ama bugünkü
dîn tatbikatı da bunun aksini ifade etmektedir. İnsanlar vasıta emirlerden
ibaret İslâm’ın 5 şartını yerine getirerek; bu 5 şartı ile kurtuluşa
ulaşacaklarını zannetmektedirler. Ama İslâm’ın 5 şartının içerisinde ruhun
talebi olan Allah’a sarılmak, Allah’a ulaşmayı dilemek olmadığı için kurtuluş
mümkün değildir. Allah’ın bizi rahmetinin içine koyması ne ile gerçekleşir? O
kişinin ruhunun talebine uyarak Allah’a ulaşmayı dilemesi ile gerçekleşir.
İşte Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz
(S.A.V)’in bu hadîste aslında ifade ettiği şudur ki; “Hiç kimse kendi ameliyle cennete giremez. Kişi kalben Allah’a ulaşmayı
dilemedikçe.” Çünkü Allah’a ulaşmayı dilemedikçe Allah o kişinin üzerine
Rahmân esması ile tecelli etmez. Rahmân esması ile tecelli etmeyince, Allahû
Tealâ o kişiye furkanları vermez.
1. Furkan: Baş gözünde
hicab-ı mesture varsa Allah onu alır.
2. Furkan: Basar hassasının
üzerindeki gışavet adlı perdeyi alır. O kişi görmeye başlar. Eskiden körken,
görmeye başlar. Neyi görür? Allah dostlarını fark eder. Allah dostlarını alelâde
insanlar olarak değil, Allah’ın dostu olarak görmeye başlar.
3. Furkan: Kulaklardaki
vakrayı alır.
4. Furkan: Sem’î hassasının
mührünü açar. O kişi artık Allah dostlarının sözlerini alelâde sözler olarak
görmez, Allah’tan inen hak sözler olduğunun mânâsına varır.
5. Furkan: Kalbindeki
ekinneti alır. Ekinnet idrake mâni olan engeldir.
6. Furkan: Fıkıh hassasının
mührünü açar.
7. Furkan: İhbatı koyar.
Böylece o kişi akıl edenlerden olur.
Kur’ân-ı Kerim’de 2 grup insan vardır: Akıl
edenler ve akıl etmeyenler. Akıl etmeyenler cehennemliklerdir. Akıl edenler
Allah’a ulaşmayı dileyenlerdir.
Nebîler Sultanı Peygamber Efendimiz (S.A.V)
başka hadîs-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Kişinin dîni aklı ölçüsündedir. Aklı olmayanın dîni yoktur.” Aklı olmayanın nefsinin
hevasına tâbî olduğunu Allahû Tealâ açıkça burada ifade etmektedir.
Allah’ın rahmetine gark olabilmek için
Allah’a sarılmamız yani ruhumuzu Allah’a ulaştırmamız, teslim etmemiz gerekir.
Ruhun Allah’a teslimi için de Allah’ın bizim için vazifeli kıldığı mürşidimize
tâbiiyetimiz şarttır. Allah’a ulaşmayı dileyen kişi, mürşide tâbî olduğu an ise
Allah tarafından 7 ni’metle desteklenir.
1. ni’met: Devrin İmamı’nın ruhu o kişinin
başının üzerine gelip yerleşir. Mu’min Suresinin 15. âyet-i kerimesinde Allahû
Tealâ şöyle buyurmaktadır:
40/MU'MİN-15: Refîud derecâti zul
arş(arşi), yulkır rûha min emrihî alâ men yeşâu min ıbâdihî li yunzire yevmet
telâk(telâkı).
Dereceleri yükselten ve arşın sahibi olan Allah, kullarından
(Kendisine ulaştırmayı) dilediği kişinin (Allah’a ulaşmayı dilediği için
Allah’ın da Kendisine ulaştırmayı dilediği kişinin) üzerine (başının üzerine)
Allah’a ulaşma gününün geldiğini (o kişinin ruhuna) ihtar etmek için, emrinden
(Allah’ın emrini tebliğ edecek) bir ruh (devrin imamının ruhunu) ulaştırır.
2. ni’met: Allah kalbine îmânı yazar. Kalbe
îmânın yazılması ile kişi toplam 7 tane kalp şartının sahibi olur ki artık bu
kişinin üzerine Allah Rahîm esması ile de tecelli eder. Rahmân ve Rahîm
esmasının tecellisi rahmet ve fazl nurlarını kişinin kalbine getirmeye başlar.
3. ni’met: O güne kadar işlediği bütün
günahları Allah sevaba çevirir. El Gâfur esmasının sahibi olan Allah ona
mağfiret eder.
4. ni’met: O kişinin ruhu vücudundan
ayrılır.
5. ni’met: O kişi ıslah edici amellere,
nefs tezkiyesine başlar. Çünkü zikirle birlikte hem salâvât taşıyıcısı ile
rahmet, hem de salâvât taşıyıcısı ile fazıllar gelmektedir. Rahmet ve fazlın
kalpte birikmesi, kalpteki karanlık ve afetlerin çıkmasını sağlar.
6. ni’met: İrade afetlere karşı koyan
güçtür, karanlıklar azaldığı için irade güçlenir.
7. ni’met: Fizik vücut da güçlenir.
Böylece o kişi bir tek dilekle Allah tarafından
7 furkan, 12 ihsan ve 7 ni’metle desteklenen birisi olur. Bunlara ilâveten
Allah o kişiye vasıta emirleri sevdirir. Vasıta emirlerin sevilmesiyle o
kişinin üzerindeki şeytanın negatif etkisini Allah sıfırlar. Geri kalan ikinci
düşman nefsini ise tezkiye etmek suretiyle devreden çıkartır. Nefs-i Emmare,
Nefs-i Levvame, Nefs-i Mülhime, Nefs-i Mutmainne, Nefs-i Radiye, Nefs-i
Mardiyye ve Nefs-i Tezkiye Kademelerini bir bir zikir artışları ile geçerken,
her kademeye paralel ruh da bir gök katı yükselir. Ruh 7. gök katına ulaştığı
zaman 7 âlemi geçer ve yoklukta Allah’ın Zat’ına ulaşır. Kişi böylece ermiş
evliyadan olur. Ermiş evliya olmak, o kişiye âhiret saadetinde 3. kat cenneti
ve dünya saadetinin yarısını kazandırır.
İşte Allah’ın bütün insanlar için istediği
tek şey âhiret ve dünya saadetidir. Ama bir tek dilekle gerçekleşebilir. Sadece
o kişi Allah’ı dileyecektir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.