15 Haziran 2016 Çarşamba

19. BASAMAK; NEFS-İ RADİYE

19. BASAMAK; NEFS-İ RADİYE

“Mü’minin Başka Hiç Kimsede Bulunmayan İlginç Bir Hali Vardır. Onun Her İşi Hayırdır. Eğer Bir Genişliğe (Ni’mete) Kavuşursa Şükreder ve Bu Onun İçin Bir Hayır Olur. Eğer Bir Darlığa (Musîbete) Uğrarsa Sabreder ve Bu da Onun İçin Bir Hayır Olur.”


Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz bir hadîs-i şerifinde şöyle buyurmaktadır: “Mü’minin başka hiç kimsede bulunmayan ilginç bir hali vardır. Onun her işi hayırdır. Eğer bir genişliğe (ni’mete) kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur. Eğer bir darlığa (musîbete) uğrarsa sabreder ve bu da onun için bir hayır olur.” (K: Müslim, Zühd, 64; Dârim”, Rikâk, 61).
Peygamber Efendimiz (S.A.V) Efendimiz’in bu hadîsle bizlere vermek istediği mesajın ne olduğuna beraberce bakalım.

ü  Nasıl Pozitif Derecat Kazanırız?

Genellikle kazandığımız pozitif dereceler, Allahû Tealâ’nın bize verdiği fizikî âleme ait olan ni’metlerin şükrünün edasıyla oluşmaktadır. Ama aynı zamanda başkalarının bize karşı olan yanlış davranışları sebebiyle de pozitif derecat kazanırız. Öyleyse bizim pozitif derecat kazanabilmemiz, Allahû Tealâ’nın bize verdiklerine şükretmemizle kaimdir. Ama başkalarının bize yaptığı zulüm sebebiyle de pozitif derecat kazanmamız, onlara karşı sabretmemizle mümkündür.
Öyleyse hadîste zikredilen; “Eğer bir genişliğe, ni’mete kavuşursa şükreder ve bu onun için bir hayır olur.  Eğer bir darlığa musîbete uğrayıp sabrederse, bu da onun için bir hayır olur.” ifadesi, aslında bir insanın kendi iradesi dâhil olmadan, dışarıdan gelen olaylardan pozitif veya negatif etkilenmesi halinde geçerli olan bir durumdur. Kader sebebiyle derecat kaybetmemiz mümkün değildir. Kader sebebiyle, yani başkalarının, kendi irademiz dışında bize yaptıklarıyla ya derecat kazanırız veya bir faydaya ulaşırız.

ü  Ni’mete Kavuştuğunda Şükretmek

Başkaları bize bir yardım ulaştırdığı zaman onlar derecat kazanır, yaptıkları yardım bize fayda hüviyeti taşır, bir ni’mettir. Bu ni’met başkasının elinden ulaşmış olsa bile, onu Allah’tan gelmiş kabul edip, Rabbimize şükretmemiz lâzımdır. Bu hadîste zikredilen; bir genişlik, bir ni’mete kavuşmak demektir.

ü  Musîbete Uğradığında Sabretmek

Bazen dışımızdaki insanlar nefslerine uyarak bize zulmeder. Bu durumda biz bir darlığa, bir musîbete uğrarız ama derecat kazanırız. Bu kazandığımız derecatların iadesini (bizden alınmasını) istemiyorsak, o zaman bizim bu zulme sabretmemiz lâzımdır. Sabretmemiz halinde de biz derecat kazanırız, bu olay bizim için bir hayra dönüşür. Burada sabretmek asıldır.
Öyleyse görüldüğü gibi dışarıdan, bizim cüz’i irademiz dahil olmadan oluşan, bize isabet eden olaylar kader tahtında gerçekleşir. Kader, ya bize bir hayır veya fayda şeklinde ulaşır.
Kısacası mü’min için kader devamlı hayırla neticelenmektedir. Hadîs-i şerifte verilmek istenilen mesaj bu şekildedir. Aynı zamanda, mü’minin kendi cüz’i iradesi ile de Allah’ın emirlerine itaat, yasak ettiği fiilleri işlememesi gerekir ki, işi hep hayırlı olsun.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.