2 Nisan 2019 Salı

3. Basamak; Meyil

3. Basamak; Meyil

Muhakemenin sonucu iki şekilde tecelli edebilir. Ya bizler, kalbimizde Allah'ın yoluna girmek konusunda, Allah'a ulaşmak konusunda bir talep duyacağız, bir isteğin sahibi olacağız veya olmayacağız. O zaman da kişinin şeytanla bir ilişki kurması söz konusu oluyor. İşte Allahû Tealâ ve Tekaddes Hazretlerinin indinde, biz insanlar için bir olgu var. Allah'ın yoluna girmek konusunda insanın kalbinde bir ateş duyması, bir heyecan duyması kısaca Allah'a ulaşmayı dilemesi. Eğer böyle değilse, kişi Allahû Tealâ'ya ulaşmayı dilemiyorsa, şeytanın yoluna girmesi kuvvetli bir ihtimal olarak beliriyor. İşte şeytanın yoluna girenleri Allahû Tealâ A'râf Suresinin 146. âyet-i kerimesinde hepimize anlatıyor ve diyor ki:

7/A'RÂF-146: Se asrifu an âyâtiyellezîne yetekebberûne fîl ardı bi gayril hakkı ve in yerev kulle âyetin lâ yu’minu bihâ ve in yerev sebîler ruşdi lâ yettehızûhu sebîlen ve in yerev sebilel gayyi yettehızûhu sebîlâ(sebîlen), zâlike bi ennehum kezzebû bi âyâtinâ ve kânû anhâ gâfilîn(gâfilîne).
Yeryüzünde haksız yere kibirlenen kimseleri, âyetlerimizden çevireceğim. Bütün âyetleri görseler, ona inanmazlar. Eğer rüşd yolunu görseler, onu yol edinmezler. Ve gayy yolunu görseler, onu yol edinirler. Bu; onların, âyetlerimizi yalanlamaları ve ondan gâfil olmaları sebebiyledir.


"Allah o insanlara âyetlerinin gerçek anlamlarını anlatmaktan sarf-ı nazar eder ki, onlar yeryüzünde haksız yere gururla, kibirle dolaşmaktadırlar. Onlar Allah'ın irşad yolunu gördükleri zaman, o yolu kendilerine yol ittihaz etmezler (Allah'ın irşad yoluna girmezler). Onlar şeytanın gayy yolunu (onlar şeytanın dalâlet yolunu, cehenneme götürecek yolu) gördükleri zaman, o yolu kendilerine yol ittihaz ederler."

İşte bu gün dünya üzerinde milyarlarca insan var, dalâlet yolunu kendilerine yol edinmiş olan insanlar. Zulmani yolun temsilcisi olan Maharişi'nin kontrolü altında insanlar, hep Allahû Tealâ'nin yolundan sapıyorlar. Adamlar öylesine zenginler ki, üniversiteler kuruyorlar ve bütün insanları zulmani yolda eğitmek üzere her gün biraz daha teşkilatlanıyorlar.

Ama başka bir grupta Allah'ın yolunu kendilerine yol edinenlerdir. Bakara Suresi 256. âyet-i kerimede Allahû Tealâ buyuruyor ki:

2/BAKARA-256: Lâ ikrâhe fîd dîni kad tebeyyener ruşdu minel gayy(gayyi), fe men yekfur bit tâgûti ve yu’min billâhi fe kadistemseke bil urvetil vuskâ, lânfisâme lehâ, vallâhu semîun alîm(alîmun).
Dînde zorlama yoktur. irşad yolu (hidayet yolu, Allah’a ulaştıran yol), gayy yolundan (dalâlet yolundan, şeytana, cehenneme ulaştıran yoldan) açıkça (ayrılıp) ortaya çıkmıştır. Artık kim tagutu (şeytanı ve şeytana ulaştıran yolu) inkâr edip de Allah’a îmân ederse (mü’min olur, Allah’a ulaştıran yolu tercih ederse), böylece o, (Allah’tan) kopması mümkün olmayan urvetul vuskaya (sağlam bir kulba, mürşidin eline) tutunmuştur. Allah Sem’î’dir, Alîm’dir.


"Dinde zorlama yoktur. İrşad yollarıyla dalâlet yolları, gayy yolları birbirinden kesin şekilde ayrılmıştır, tebeyyün etmiştir." Arkasından da buyuruyor Allahû Tealâ:

"Kim tagutu devreden çıkartırsa, yani gayy yolunu, cehennem yolunu devreden çıkartırsa, o urvetil vuskaa'ya, Allah'tan kopması mümkün olmayan kulba yani mürşidin eline sımsıkı sarılır."

Öyleyse eğer biz insanlar ikinci grupta değilsek, Allah'ın yolunu kendimize yol olarak benimsemiyorsak, kalbimizde Allah'a ulaşmak konusunda bir talep yoksa, o zaman ikinci basamaktan yukarıya çıkamıyoruz. Hep ikinci basamakta kalmaya mahkumuz. Ama eğer Allah'ın yolunu benimsemişsek, kalbimizde Allah'a ulaşmak konusunda bir talep doğduysa, kısaca Allah'a ulaşmayı diliyorsak, kalbimiz bunu söylüyorsa, Allah derhal onu görecektir ve üzerimizde Rahim esmasıyla tecelli edecektir.

İşte bizim Allah'ın yolunu tercih edişimiz, Allah'a ulaşma konusunda bir istek duymamız, 4 tane inancın sahibi olduğumuzu gösterir.

1- Biz Allah'a inanıyoruz.
2- Allah'a dünya hayatında ruhumuzun ulaşacağına inanıyoruz.
3- Bunun farz olduğuna inanıyoruz (üstelik de 12 defa farz olduğuna inanıyoruz).
4- Bizim de bunu başaracağımıza inanıyoruz. 

Allah'a ulaşmayı dilediğimiz zaman, zaten hiç bir kuvvet bizi Allah'a ulaşmaktan men edemez. Öyleyse bu noktaya dikkatle bakın. Burada artık Allah'a ulaşmayı dileyen birisi var. İşte Maide Suresi 7. âyet-i kerimesi: 

5/MÂİDE-7: Vezkurû ni’metellâhi aleykum ve mîsâkahullezî vâsekakum bihî iz kultum semi’nâ ve ata’nâ vettekûllâh(vettekûllâhe) innallâhe alîmun bizâtis sudûr(sudûri).
Allah’ın, sizin üzerinizdeki nimetini ve: “İşittik ve itaat ettik” dediğiniz zaman, onunla sizi bağladığı misâkınızı hatırlayın. Allah’a karşı takvâ sahibi olun, Muhakkak ki O, göğüslerde (sinelerde) olanı en iyi bilir.


"Allah sinelerde olanı bilir." diyor Allahû Tealâ ve hep kalbinize bakıyor. Acaba bir gün kalbinizde Allah'a ulaşmak konusunda bir istek oluşacak mı? Allah'a ulaşmak konusunda bir talep oluşacak mı? diye.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.