27 Mart 2019 Çarşamba

ALLAH'A VERDİĞİMİZ ÜÇ YEMİN

ALLAH'A VERDİĞİMİZ ÜÇ YEMİN

Öyleyse Allahû Tealâ ne yapmıştır? A'râf 172'den başlayalım. Allahû Tealâ, ezelde hepimizi biraraya toplamış diyor ki: 

7/A'RÂF-172: Ve iz ehaze rabbuke min benî âdeme min zuhûrihim zurriyyetehum ve eşhedehum alâ enfusihim, e lestu birabbikum, kâlû belâ, şehidnâ, en tekûlû yevmel kıyâmeti innâ kunnâ an hâzâ gâfilîn(gâfilîne).
Ve kıyâmet günü, gerçekten biz bundan gâfildik (gâfilleriz) dersiniz diye (dememeniz için), senin Rabbin, Âdemoğullarının sırtlarından onların zürriyetlerini aldığı zaman onları, nefsleri üzerine şahit tuttu. (Allahû Tealâ şöyle buyurdu): “Ben, sizin Rabbiniz değil miyim?” Dediler ki: “Evet, (Sen, bizim Rabbimizsin), biz şahit olduk.”


"Biz bütün insanların sırtlarından onların zürriyetlerini çıkardık da, onların hepsine birden dedik ki: 

E lestu birabbikum: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? 
kâlû belâ: Dediler ki, evet. 

Hepimiz Allahû Tealâ'ya "evet" demişiz. "Sen bizim Rabbimizsin."

Bundan sonra Allahû Tealâ Maide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde nefslerimize hitap etmiş ve tezkiye olacaklarına dair yemin istemiş. Yani nefsin kalbindeki karanlıkları oluşturan afetlerin üzerlerine Allah'ın nurlarını davet ederek, o nurlarla kalbi kaplamayı (nefsin kalbini temizlemeyi) hedef alan bir sistem. Eğer Allah'ın nurları, nefsinizin kalbindeki karanlıkların yarısını aşabilirse, Allah'a verdiğiniz nefsinizi tezkiye etmek yeminini yerine getirdiniz demektir.

Sonra ne yapmış Allahû Tealâ? Ruhlarımızdan misak almış. Biz ölmeden evvel, ruhumuzun Sıratı Mustakîm üzerinden 7 katlık bir yolculuğu gerçekleştirmesi, yokluğa geçişi (ademe geçişi) ve orada Allah'ın Zat'ına ulaşması, Allah'ın Zat'ının ruhumuza meab olması, sığınak olması için.

Sonra 3. yemini istemiş bizden; fizik vücudumuzun ahdi.  Allahû Tealâ, fizik vücudumuzun şeytana kul olmaktan kurtulup, Allah'a kul olmasını istiyor. Maide Suresinin 7. âyet-i kerimesinde bunu da üzerimize farz kılmış.

İşte böylece biz insanlar ilk sorumluluğun altına giriyoruz. Üç yeminimiz birden üzerimize farz kılınıyor. Demek ki Allahû Tealâ ezelde hepimizi huzurunda toplamış, sonra bizlere hitap etmiş: 

"Ey nefsler, bana yemin vereceksiniz" demiş. 
"Ey ruhlar, bana misak vereceksiniz" demiş. 
"Ey fizik vücutlar bana ahd vereceksiniz" demiş. 

Sonra da sormuş: 

"Sözlerimi işittiniz mi?" diye. 
Hepimiz: "İşittik" demişiz. 

Arkadan Allahû Tealâ, bizden yeminleri almış ve yeniden de sormuş: 

"İtaat ettiniz mi?" "İtaat ettik" demişiz. 

Bütün yeminler, üç yeminimiz birden hepimizin üzerine farz kılınmış.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.