24 Ekim 2017 Salı

Kitap Ehli II

Kitap Ehli II

3/ÂLİ İMRÂN-71: Ya ehlel kitâbi lime telbisûnel hakka bil bâtılı ve tektumûnel hakka ve entum ta’lemûn(ta’lemûne).
Ey Kitap Ehli! Niçin hakkı bâtıl ile karıştırıyorsunuz? Ve siz bildiğiniz halde hakkı niçin gizliyorsunuz?

İnsanlar zaman içersinde kitaplara ilâveler yapmışlardır. Ama Kur’ân’a dokunamamışlardır. Çünkü Allah-û Tealâ diyor ki:

15/HİCR-9: İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne).
Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim’i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.

Allahû Tealâ, kimseye bu Kitabı değiştirmek yetkisini vermeyeceğini söylüyor. Kur’ân bütünlüğünü 14 asırdır korumaktadır.

İblis, insanları tuzağına düşürüp kendisiyle beraber cehenneme götürmek üzere sarfettiği bütün çabalarına rağmen, ne eski ahid denen Tevrat ve Zebur’dan, ne de yeni ahid denilen İncil’den, teslime mütealik âyetleri çıkartamamıştır. Kutsal kitaplarda, Allahû Teâlâ’nın teslim âyetlerini mutlaka o kitaplara yerleştirdiği görülmektedir.
        
Musevilerin arasında Hz. Davut’a tâbi olanlar arasında, Hz. İsa’ya tâbi olanlar arasında bu gün hâlâ Hz. Musa’ya, Hz. Davut’a, Hz. İsa’ya indirilenlere, (Allah’a teslim olma esaslarına) sadık kalarak o devirlerden bu tarafa binlerce yıldan beri geleneklerini ait oldukları peygamberin yaptığı gibi aynen devam ettirenler var.  

Allahû Teâlâ, Hz. Davut’un da ona tâbî olanların da Allah’a teslim olduğunu söylüyor. Allah-û Teâlâ Hz. İsa’nın da Hz. İsa’nın havarilerinin de Allah’a teslim olduğunu söylüyor. Bütün Semavî Kitaplarda Allah’ın Hükümleri aynıdır. Bütün peygamberler, kendi kavimlerine, bütün dünyaya, kâinata aynı şeyleri söylemişlerdir. İşte o dînin tek dîn olduğunu anlayabilmek için, her peygambere, açıklama ile görevli kıldığı her kişiye Allah-û Tealâ’nın hep aynı şeyleri söylediğini, aynı emirleri verdiğini görmekteyiz. Aynı kavramlar söz konusu…Allah-û Tealâ şöyle buyuruyor:

46/AHKÂF-12: Ve min kablihî kitâbu mûsâ imâmen ve rahmeh(rahmeten) ve hâzâ kitabun musaddikun lisânen arabiyyen li yunzirellezîne zalemû ve buşrâ lil muhsinîn(muhsinîne).
Ve O’ndan (Kur’ân’dan) önce îmâm ve rahmet olarak Hz. Musa’nın kitabı (Tevrat) vardır. Bu, Arap lisanı ile (Hz. Musa’nın kitabını) tasdik eden bir kitaptır. Zalimleri uyarmak ve muhsinleri müjdelemek içindir.

ü Allah’ın kitaplarında hep aynı hedef emirler vardır:
Allah-û Tealâ insanları hidayete çağırıyor.
Allah’a kul olmaya çağırıyor.
Dalâletten kurtulmalarını istiyor.
Takva sahibi olmalarını istiyor.
Ve sadece, insanların cennet ve dünya mutluluğuna ulaşmasını istiyor.

Al-i İmran 48’de Allahû Tealâ diyor ki:

3/ÂLİ İMRÂN-48: Ve yuallimuhul kitâbe vel hikmete vet tevrâte vel incîl(incîle).
Ve (Allah) ona Kitab'ı, hikmeti, Tevrat’ı ve İncil’i öğretecek.

Allahû Tealâ burada Peygamber Efendimiz (S.A.V)’e sadece bu Kitabın muhtevasını ve hikmeti değil, Tevrat’ı ve İncil’i de öğretiyor. Çünkü Tevrat’ta, Zebur’da, İncil’de, Kur’ân-ı Kerim’de; bütün semavî kitaplarda Allah’ın hükümleri aynıdır.

21/ENBİYÂ-104: Yevme natvis semâe ke tayyis sicilli lil kutub(kutubi), kemâ bede’nâ evvele halkın nuîduh(nuîduhu), va’den aleynâ, innâ kunnâ fâılîn(fâılîne).
O gün, kitapların yazılı sayfalarını dürer gibi semayı düreceğiz. Onu ilk defa halketmeye başladığımız gibi (eski durumuna) iade edeceğiz (geri döndüreceğiz). Bizim üzerimizde bir vaaddir. Muhakkak ki (bunu) yapacak olan, Biziz.


21/ENBİYÂ-105: Ve lekad ketebnâ fîz zebûri min ba’diz zikri ennel arda yerisuhâ ıbâdiyes sâlihûn(sâlihûne).
Andolsun ki; zikirden (Tevrat’tan) sonra Zebur’da, arza salih kullarımızın varis olacağını, yazdık.

Allahû Tealâ’nın, “Nasıl yaratmaya başladıysak onu iade edeceğiz.” ifadesinde; yaratılışın başından sonuna kadar bir husus anlatılmaktadır. Allahû Tealâ Tevrat’tan sonraki Zebur’da da aynı şeyi söylemiştir.

21/ENBİYÂ-106: İnne fî hâzâ le belâgan li kavmin âbidîn(âbidîne).
Muhakkak ki abidler (Allah’a kul olanlar) kavmi için bunda, elbette tebliğ (açıklamalar) vardır.
21/ENBİYÂ-107: Ve mâ erselnâke illâ rahmeten lil âlemîn(âlemîne).

Seni Biz, sadece âlemlere rahmet olarak gönderdik.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.