CEHENNEMDEN ÇIKIŞ YOK 11-21
11- 4/NİSÂ-14: Ve men ya’sıllâhe ve resûlehu ve yeteadde hudûdehu
yudhılhu nâren hâliden fîhâ ve lehu azâbun muhîn(muhînun).
Ve kim Allah'a ve
O'nun Resûl’üne isyan eder ve O'nun sınırlarını aşarsa, onu, içinde ebedî
kalacakları ateşe koyar. Ve onun için "alçaltıcı azap" vardır.
12- 4/NİSÂ-93: Ve men yaktul mu’minen muteammiden fe cezâuhu
cehennemu hâliden fîhâ ve gadıballâhu aleyhi ve leanehu ve eadde lehu azâben
azîmâ(azîmen).
Ve kim, bir mü'mini
taammüden (kastederek) öldürürse, o takdirde onun cezası, içinde ebediyyen
kalacağı cehennemdir ve Allah ona gazab etmiş ve ona lânet etmiştir. Ve
(Allah), onun için “büyük azap” hazırlamıştır.
13- 4/NİSÂ-169: İllâ tarîka cehenneme hâlidîne fîhâ ebedâ(ebeden), ve
kâne zâlike alâllâhi yesîrâ(yesîren).
Ancak cehennem
yoluna (hidayet eder, ulaştırır), onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Ve
bu, Allah için kolaydır.
14- 5/MÂİDE-37: Yurîdûne en yahrucû minen nâri ve mâ hum bi hâricîne
minhâ ve lehum azâbun mukîm(mukîmun).
Ateşten çıkmak
isterler ve onlar oradan çıkacak değillerdir. Ve onlar için “daimî azap”
vardır.
15- 5/MÂİDE-80: Terâ kesîran minhum yetevellevnellezîne keferû lebi’se
mâ kaddemet lehum enfusuhum en sehıtallâhu aleyhim ve fîl azâbi hum
hâlidûn(hâlidûne).
Onlardan bir çoğunun
kâfirlere döndüğünü (dost olduğunu) görürsün. Nefislerinin, onlar için takdim
ettiği ise “Allah'ın onlara öfkelenmesi” ki ne kötü şey. Ve onlar azâp içinde
devamlı kalacak olanlardır.
16- 6/EN'ÂM-128: Ve yevme yahşuruhum cemîa(cemîan), yâ ma’şerel cinni
kadisteksertum minel ins(insi) ve kâle evliyauhum minel insi rabbenestemtea
ba’dunâ biba’dın ve belagnâ ecelenellezî eccelte lenâ, kâlen nâru mesvâkum
hâlidîne fîhâ illâ mâ şâallâhu, inne rabbeke hakîmun alîm(alîmun).
Ve onların hepsini
biraraya topladığı gün (Allahû Tealâ şöyle buyuracaktır): “Ey cin topluluğu!
İnsanlarla sayınızı artırdınız (tagutların arasına insanları da kattınız).”
Onlara dost olan insanlardan bir kısmı şöyle dedi: “Rabbimiz, biz birbirimizden
faydalandık ve Senin bize takdir ettiğin zamanın bitiş noktasına (sonuna)
eriştik.” (Allahû Tealâ): “Allah'ın dilediği şey (cehennemin yok olma zamanı
gelmesi hali) hariç; sizin barınacağınız yer ateştir, orada ebedî kalacak
olanlarsınız.” buyurdu. Muhakkak ki senin Rabbin, hüküm sahibi ve en iyi bilendir.
17- 7/A'RÂF-36: Vellezîne kezzebû bi âyâtinâ vestekberû anhâ ulâike
ashabun nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Ve âyetlerimizi
yalanlayan kimseler ve onlara karşı kibirlenenler, işte onlar ateş ehlidirler
ve onlar, orada devamlı kalanlardır (kalacaklardır).
18- 9/TEVBE-17: Mâ kâne lil muşrikîne en ya'murû mesâcidallâhi
şâhidîne alâ enfusihim bil kufr(kufri), ulâike habitat a'mâluhum ve fîn nâri
hum hâlidûn (hâlidûne).
Müşriklerin,
Allah'ın mescidlerini imar etmeleri olmaz. Kendilerinin (nefslerinin)
küfürlerine (inkârlarına, kâfirliklerine) şahitler iken. İşte onların amelleri
heba olmuştur. Ve onlar, ateşte ebedî kalacak olanlardır.
19- 9/TEVBE-63: E lem ya’lemû ennehu men yuhâdidillâhe ve resûlehu fe
enne lehu nâre cehenneme hâliden fîhâ, zâlikel hızyul azîm(azîmu).
Allah ve O'nun
Resûl'üne karşı, kim haddi aşarsa, artık onun için mutlaka orada ebediyyen
kalacağı cehennem ateşinin olduğunu bilmiyorlar mı? İşte bu, büyük rüsvalıktır
(rezilliktir).
20- 9/TEVBE-68: Vaadallâhul munâfikîne vel munâfikâti vel kuffâre nâre
cehenneme hâlidîne fîhâ hiye hasbuhum ve leanehumullâh(leanehumullâhu) ve lehum
azâbun mukîm (mukîmun).
Allah, münafık
erkeklere ve münafık kadınlara ve kâfirlere, orada ebedî kalacakları cehennem
ateşini vaadetti. O (cehennem), onlara yeter. Ve Allah, onlara lânet etti. Ve
onlar için ikâme edilmiş olan (devamlı kılınan) bir azap vardır.
21- 10/YÛNUS-27: Vellezîne kesebûs seyyiâti cezâu seyyietin bi mislihâ
ve terhekuhum zilleh(zilletun), mâ lehum minallâhi min âsim(âsimin), ke ennemâ
ugsîyet vucûhuhum kita'an minel leyli muzlimâ(muzlimen), ulâike ashâbun
nâr(nâri), hum fîhâ hâlidûn(hâlidûne).
Seyyiat kazanan
kimselerin seyyiatlerinin cezası, onun misli kadardır. Ve onları bir zillet
kaplar. Ve onların Allah'a karşı bir koruyucusu yoktur. Onların yüzleri
karanlık geceden bir parça ile kaplanmış gibidir. İşte onlar, ateş halkıdır.
Onlar, orada devamlı kalanlardır (kalacak olanlardır).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.