Tevrat’ta 7 Safha 4 Teslim
2. safha: Mürşide
tâbî olmak
Çölde
Sayım-11/17: Ben inip
seninle orada konuşacağım. Senin
üzerindeki Ruh'tan alıp onlara vereceğim. Halkın yükünü tek başına taşımaman
için sana yardım edecekler.
“Senin üzerindeki ruhtan alıp.” diyor. Hz. İsa’nın üzerindeki ruh kendi
ruhuydu. O ruhtan ötekilere de verecek. O ruh diğerlerinin de başının üzerinde
olacak. Nasıl şimdi devrin imamının ruhu tâbî olan herkesin üzerine otomatik
olarak geliyorsa (aynı ruhsa), bütün devirlerde sadece devrin imamının ruhu
kişinin başının üzerinde olursa o devrin imamı, peygamber olabilir. Son
peygamber Hz. Muhammed Mustafa (S.A.V) Efendimiz, devrin elbette imamıydı
peygamber olarak; O’nun ruhu geliyordu. Bütün zamanlarda sadece devrin
imamlarının ruhu kişilerin başının üzerine gelir, yerleşir.
Çölde
Sayım-11/29: Ama Musa, "Sen
benim adıma mı kıskanıyorsun?" diye yanıtladı, "Keşke RAB'bin bütün
halkı peygamber olsa da RAB üzerlerine Ruhu'nu gönderse!"
Peygamberin başının
üzerindeki ruh kendi ruhudur. Kim tâbî olursa, o ruh da mutlaka o kişinin
başının üzerine gelir, yerleşir. Neyle gerçekleşir bu? Kim mürşidine tâbî
olursa devrin imamının ruhu derhal o kişinin başının üzerine gelir. İşte Allahû
Tealâ Mucâdele Suresinin 22. âyet-i kerimesinde bunu söylüyor. Mucâdele-22’de
Allahû Tealâ devrin imamlarından bahsediyor. Mucâdele-22’de diyor ki:
58/MUCÂDELE-22: Lâ tecidu
kavmen yû’munûne billâhi vel yevmil âhîri yuvâddûne men hâddallâhe ve resûlehu
ve lev kânû âbâehum ve ebnâehum ve ihvânehum ev aşîretehum, ulâike ketebe fî
kulûbihimul îmâne ve eyyedehum bi rûhin minh(minhu), ve yudhıluhum cennâtin
tecrî min tahtihel enhâru hâlidîne fîhâ, radıyallâhu anhum ve radû anh(anhu),
ulâike hizbullâh(hizbullâhi), e lâ inne hizbullâhi humul muflihûn(muflihûne).
Allah'a ve ahiret gününe (ölmeden önce Allah'a ulaşmaya) îmân eden bir
kavmi, Allah'a ve O'nun Resûl'üne karşı gelenlere muhabbet duyar bulamazsın. Ve
onların babaları, oğulları, kardeşleri veya kendi aşiretleri olsa bile. İşte onlar
ki, (Allah) onların kalplerinin içine îmânı yazdı. Ve onları, Kendinden bir ruh
ile destekledi (orada eğitilmiş olan, devrin imamının ruhu onların başlarının
üzerine yerleşir). Ve onları, altından nehirler akan cennetlere dahil edecek.
Onlar orada ebediyyen kalacak olanlardır. Allah, onlardan razı oldu. Ve onlar
da O'ndan (Allah'tan) razı oldular. İşte onlar, Allah'ın taraftarlarıdır.
Gerçekten Allah'ın taraftarları, onlar, felâha erenler değil mi?
“Biz onların başlarının üzerine katımızdan ruh göndeririz ve onların
kalplerinin içine îmânı yazarız.” diyor Allahû Tealâ. Burada peygamber devrin
imamı ve onun ruhu herkesin başının üzerine gönderiliyor. Kur’ân-ı Kerim’dekine
paralel bir âyeti kerîme.
Yasanın
tekrarı-30/16: Bugün size Tanrınız
RAB'bi sevmeyi, yollarında yürümeyi, buyruklarına, kurallarına, ilkelerine
uymayı buyuruyorum. Öyle ki, yaşayasınız, çoğalasınız ve mülk edinmek için
gideceğiniz ülkede Tanrınız RAB tarafından kutsanasınız.
Mezmurlar-5/11: Sevinsin sana sığınan herkes, Sevinç çığlıkları atsın
sürekli, kanat ger üzerlerine; sevinçle coşsun adını sevenler sende.
Museviler,
mürşide tâbî olmuşlar:
2.Tarihler-15/14: Yüksek
sesle bağırarak, borazan ve boru çalarak RAB'bin önünde ant içtiler.
2.Tarihler-15/15: Yahudalılar bütün yürekleriyle içtikleri
ant için sevindiler. RAB'bi istekle
arayıp buldular. O da onları her yandan esenlikle
kuşattı.
2.Tarihler-30/12: Birlik
ruhu vermek için Tanrı'nın eli Yahuda'nın üzerindeydi. Öyle ki, Tanrı kral ve önderlerin RAB'bin sözü uyarınca verdikleri
buyruğa halkın uymasını sağladı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.