Hz. Yusuf (A.S)
İftira nedeniyle
ve de aslında hanımlardan ve nefsinden korunmak için, kendi niyazının Allahû
Teâlâ tarafından kabulü sonucu, Hz. Yusuf zindana atılmıştı.
12/YÛSUF-33: Kâle rabbis sicnu ehabbu
ileyye mimmâ yed’ûnenî ileyhi, ve illâ tasrif annî keydehunne asbu ileyhinne ve
ekun minel câhilîn(câhilîne).
(Yusuf a.s) şöyle dedi: “Rabbim, zindan bana, beni ona
davet ettikleri şeyden daha sevimli.” Onların (kadınların) tuzaklarından beni
uzaklaştırmazsan (uzaklaştırman hariç) onlara meylederim ve cahillerden olurum.
12/YÛSUF-34: Festecâbe lehu rabbuhu fe sarafe anhu
keydehunn(keydehunne), innehu huves semîul alîm(alîmu).
O zaman Rabbi ona icabet etti. Böylece onların
hilesini ondan uzaklaştırdı. Muhakkkak ki O, en iyi işiten ve en iyi bilendir.
12/YÛSUF-35: Summe bedâlehum min ba’di mâ
raevul âyâti le yescununnehu hattâ hîn(hînin).
Daha sonra delilleri gördükten sonra, belli bir süreye kadar onu mutlaka zindana atmaları, onlara uygun göründü.
Daha sonra delilleri gördükten sonra, belli bir süreye kadar onu mutlaka zindana atmaları, onlara uygun göründü.
Allahû
Teâlâ, Hz. Yusuf’ a rüya tabirleri ilmini de öğretmiştir. Zindanda, iki şahsın
rüyalarını tabir etmiş ve bundan önce de, onlara Allah’ın birliğini ve hidayet
yolunu uzun uzun anlatmış ve onları Allah’a imana ve hidayete davet etmiştir. Bazı
müfessirler, Hz. Yusuf’a, nübüvvetin, zindanda verildiğini bu âyetlere dayanarak söylemektedirler.
12/YÛSUF-36: Ve dehale meahus sicne
feteyâni, kâle ehaduhumâ innî erânî a’sıru hamrâ(hamren), ve kâlel âharu innî
erânî ahmilu fevka ra’sî hubzen te’kulut tayru minhu, nebbi’nâ bi te’vîlihî,
innâ nerâke minel muhsinîn(muhsinîne).
Ve onunla beraber iki genç erkek (de) zindana girdi.
İkisinden biri şöyle dedi: “Muhakkak ki; ben kendimi (rüyamda) üzüm sıkarken
görüyorum.” Ve diğeri (de) şöyle dedi: “Gerçekten ben (de) kendimi başımın
üstünde ekmek taşırken görüyorum. Kuşlar ondan yiyorlar. Bize onun (onların)
tevîlini (yorumunu) haber ver (anlat). Muhakkak ki; biz seni muhsinlerden
görüyoruz.”
12/YÛSUF-37: Kâle lâ ye’tikumâ taâmun
turzekânihî illâ nebbe’tukumâ bi te’vîlihî kable en ye’tiyekumâ, zâlikumâ mimmâ
allemenî rabbî, innî teraktu millete kavmin lâ yu’minûne billâhi ve hum bil
âhiratihum kâfirûn(kâfirûne).
Yusuf (a.s) şöyle dedi: “Size, rızıklandırılacağınız
bir yemek gelmez ki; o, size gelmeden önce ben, size onun tevîlini (yorumunu)
yapmış, size haber vermiş olmayayım. İşte bu ikisi, Rabbimin öğrettiklerindendir.
Gerçekten ben, Allah’a îmân etmeyen ve ahiretlerini (Allah’a ruhlarını
ulaştırmayı) inkâr eden bir kavmin dînini terkettim.”
12/YÛSUF-38: Vetteba’tu millete âbâî
ibrâhîme ve ishâka ve ya’kûb(ya’kûbe), mâ kâne lenâ en nuşrike billâhi min
şey’in, zâlike min fadlillâhi aleynâ ve alân nâsi ve lâkinne ekseren nâsi lâ
yeşkurûn(yeşkurûne).
Ve ben, atalarım İbrahim (a.s), İshak (a.s) ve Yâkub
(a.s)’ın dînine tâbî oldum. Bizim, Allah’a bir şey ile şirk koşmamız olamaz.
İşte bu, Allah’ın bize ve insanlara fazlındandır. Fakat insanların çoğu,
şükretmezler.
12/YÛSUF-39: Yâ sâhibeyis sicni e erbâbun
muteferrikûne hayrun emillâhul vâhıdul kahhâr(kahhâru).
Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı Rab'ler mi daha hayırlı yoksa Vahid (tek) olan, Kahhar (kahredici, hâkim ve gâlip) olan Allah mı?
Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı Rab'ler mi daha hayırlı yoksa Vahid (tek) olan, Kahhar (kahredici, hâkim ve gâlip) olan Allah mı?
12/YÛSUF-40: Mâ ta’budûne min dûnihî illâ
esmâen semmeytumûhâ entum ve âbâukum mâ enzelallâhu bihâ min sultân(sultânin),
inil hukmu illâ lillâh(lillâhi), emere ellâ ta’budû illâ iyyâhu, zâliked dînul
kayyimu ve lâkinne ekseren nâsi lâ ya’lemûn(ya’lemûne).
Sizin O'ndan başka taptıklarınız, Allah’ın kendilerine bir delil indirmediği, sadece siz ve babalarınızın onu isimlendirdiğiniz (putlardan) başka bir şey değildir. Hüküm ise ancak Allah’a aittir. Sizin O'ndan başkasına ibadet etmemenizi emretti. İşte bu kayyum (Âdem (a.s)’dan kıyâmete kadar devam edecek olan) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
Sizin O'ndan başka taptıklarınız, Allah’ın kendilerine bir delil indirmediği, sadece siz ve babalarınızın onu isimlendirdiğiniz (putlardan) başka bir şey değildir. Hüküm ise ancak Allah’a aittir. Sizin O'ndan başkasına ibadet etmemenizi emretti. İşte bu kayyum (Âdem (a.s)’dan kıyâmete kadar devam edecek olan) dîndir. Ve lâkin insanların çoğu bilmezler.
12/YÛSUF-41: Yâ sâhıbeyis sicni emmâ
ehadukumâ fe yeskî rabbehu hamrâ(hamren), ve emmâl âharu fe yuslebu fe te’kulut
tayru min ra’sihî, kudiyel emrullezî fîhi testeftiyâni.
Ey zindan arkadaşlarım! Bu durumda sizin ikinizden biri, bundan sonra efendisine şarap sunacak (sâkiliğe devam edecek) fakat diğeri asılacak. Böylece kuşlar onun başından yiyecek. Hakkında ikinizin de tabirini (fetvasını) istediğiniz iş kesinleşmiştir (kaza edilmiştir).
Ey zindan arkadaşlarım! Bu durumda sizin ikinizden biri, bundan sonra efendisine şarap sunacak (sâkiliğe devam edecek) fakat diğeri asılacak. Böylece kuşlar onun başından yiyecek. Hakkında ikinizin de tabirini (fetvasını) istediğiniz iş kesinleşmiştir (kaza edilmiştir).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.