2 Nisan 2019 Salı

7. Basamak; Âmenû olmak

7. Basamak; Âmenû olmak 

Gözünüzün gördüğü, kulağınızın işittiği şeyleri, kalbinizde görerek ve işiterek ayrı ayrı boyutlarda yerli yerine oturtuyor. İşte buna idrak diyoruz, yerleştirme diyoruz. Kur'an-ı Kerim'imiz de "Kişinin fıkıh etmesi." diyor. Öyleyse Allahû Tealâ ve Tekaddes Hazretleri insanlara işittirir mi, insanlara idrak ettirir mi? İkisine de evet. Allah işittirir ve Allah idrak ettirir. Allah insanların işitmesine mani olur mu? Evet. Allah insanların idrak etmesine mani olur mu? Gene Evet. Eğer bir insanın kalbinde, Allah'ın irşad yoluna doğru bir meyil oluşmamışsa Allah o insanlara irşad makamının söylediği sözleri işittirmiyor ve idrak ettirmiyor. İşte İsrâ Suresi 45 ve 46. âyet-i kerimeleri Allahû Tealâ ve Tekaddes Hazretleri buyuruyor ki:

17/İSRÂ-45: Ve izâ kara’tel kur’âne cealnâ beyneke ve beynellezîne lâ yu’minûne bil âhirati hicâben mestûrâ(mestûren).
Sen Kur’ân’ı kıraat ettiğin (okuduğun) zaman, seninle ahirete (ölmeden evvel Allah’a ulaşmaya ve kıyâmet gününe) inanmayanlar arasına hicab-ı mesture kıldık (gözlerinin üzerine, seni peygamber olarak görmelerini engelleyen bir perde koyduk).

17/İSRÂ-46: Ve cealnâ alâ kulûbihim ekinneten en yefkahûhu ve fî âzânihim vakrâ(vakran), ve izâ zekerte rabbeke fîl kur’âni vahdehu vellev alâ edbârihim nufûrâ(nufûren).
O’nu (Kur’ân’ı), fıkıh (idrak) etmelerine karşı, (fıkıh edemesinler diye) kalplerinin üzerine ekinnet ve onların kulaklarına vakra (işitme engeli) kıldık. Ve sen, Kur’ân’da Rabbinin tekliğini zikrettiğin zaman nefretle arkalarına döndüler. 


Demek ki işitmeye layık olmayanlara Allahû Tealâ ve Tekaddes Hazretleri onların kulaklarına vakra isimli bir ağırlık koymak suretiyle irşad makamının sözlerini işittirmiyor. Yetmez, onların kalplerine koyduğu bir ekinnetle onların fıkıh etmesine, dinlediklerini idrak etmesine mani oluyor. Yetmez, onların irşad makamına muhabbet beslemesini de önlüyor Allahû Tealâ.

Öyleyse iki cins insandan; Allah'ın irşad yolunu kendilerine yol ittihaz etmeyenler, onlar irşad makamının söylediklerini işitemezler ve idrak edemezler. Çünkü Allah işittirmez ve idrak ettirmez. Peki işitenler, idrak edenler de var mı? Evet. Hacc Suresinin 54. âyet-i kerimesi işitenlerin ve idrak edenlerin varlığını söylüyor. Hacc 54'te Allah'ın tarifi şöyle: "Onlar kendilerine ilim verilenlerdir." Ne demek bu? İrşad makamı herkese ilim vermeğe çalışır, görevi budur. Allah onun için vazifelendirmiştir. Ama onun verdiği ilmi bazı insanlar algılayabilir, bazıları algılayamaz. Algılayabilenler yalnız kendilerine ilim verilenlerdir. Algılayamayanlar; ilim verilmesine çalışılmış ama ilmi alamamış olanlar, kendilerine ilim verilemeyenler, verilmesine çalışıldığı halde kendilerine ilim verilemeyenlerdir.

İşte Allahû Tealâ, Hacc 54'te bu ilim verilenlerin durumunu açıklıyor :

22/HACC-54: Ve li ya’lemellezîne ûtûl ilme ennehul hakku min rabbike fe yu’minû bihî fe tuhbite lehu kulûbuhum, ve innallâhe le hâdillezîne âmenû ilâ sırâtın mustakîm(mustakîmin).
Ve kendilerine ilim verilenlerin, onun (irşad makamının, Velî Resûl'ün, Nebî Resûl'ün) söylediklerinin Rabbinden bir hak olduğunu bilmeleri, O'na îmân etmeleri, onların kalplerinin O'nu (Allah'ı) idrak etmesi (kalplerinden ekinnetin alınıp yerine ihbat sistemi konarak kalplerin mutmain olması) içindir. Muhakkak ki Allah, âmenû olanları (Allah'a ulaşmayı dileyenleri) mutlaka Sıratı Mustakîm'e hidayet edendir. 


Allahû Tealâ bunu niçin söylüyor? Çünkü eğer o insan sahiden işitmişse ve idrak etmişse neyi görmüştür? İrşad makamının sözlerinin Hakk'tan inen sözler olduğunu görmüştür. İrşad makamı sadece Kur'an-ı Kerim âyetlerinin açıklamasını yapabilir, başka bir yetkisi yoktur. Öyleyse her söylediği söz Kur'an-ı Kerim âyetlerinin bir açıklamasıysa, Kur'an-ı Kerim de Hakk'tan indiğine göre, elbette O'nun her sözü mutlaka bir Kur'an-ı Kerim âyet-i kerimesinin açıklamasıdır. Açıklama sadece ondan ibaret olduğuna göre, işitebilenler (kulaklarındaki vakra alınmış olanlar) onlar O'nun her sözünün Hakk'tan inen sözler olduğundan emindirler. İdrak edebilenler de( kalplerindeki ekinnet alınmış ve yerine ihbat isimli bir anlama vasıtası yerleştirilmiş olanlar), İşte onlar da irşad makamının sözlerinin Hakk'tan inen sözler olduğundan emindirler. İsimleri, âmenû olanlardır.

Şimdi Allahû Tealâ'nin bir suresini beraberce okuyacağız: 

103/ASR-1: Vel asr(asri).
Asra yemin olsun.

103/ASR-2: İnnel insâne le fî husr(husrin).
Muhakkak ki insan, gerçekten hüsrandadır.

103/ASR-3: İllâllezîne âmenû ve amilûs sâlihâti ve tevâsav bil hakkı ve tevâsav bis sabr(sabrı).
Ama âmenû olanlar (ilk 7 basamağı aşanlar), nefs tezkiyesi yapanlar (ikinci 7 basamağı aşanlar), Allah’a ruhu ulaşıp Hakk’ı tavsiye edenler (üçüncü 7 basamağı aşanlar) ve sabrı tavsiye edenler (dördüncü 7 basamağı aşanlar) hariç.


"Asr'a yemin ederim. İnsanlar hüsrandadırlar.  İlla onlar ki, onlar hariçtir, âmenû olanlar." 

İlk yedi basamak burada tamamlandı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.